Ölümden Döndüm..

521 95 52
                                    

Selamun aleyküm kardeşlerim.

Bugün yani 11 ocak 2018 perşembe akşamı saat 22:35 civarlarında çok kötü bir şey yaşadım. Bu yazım çok farklı olacak. Biraz kendi yaşadığım biraz çıkardığım dersler..

Aranızda bilen kardeşlerim var ama yinede söyleyeyim. Eşim imam oldu hamd olsun. Ve bir köye tayinimiz çıktı yerleştik. Eski hayatımda da sobayla tanışmışlığım vardı lakin o zamanlar küçüksün anne baba yakıyordu sobayı..

Çok şükür hiç yabancılık çekmedik eşimle. Hangimiz boştaysa o yaktı sobayı. Tabi kovaları boşaltma, doldurma, odun kırma, kömür taşıma gibi işler malesefki canım eşimin sorumluluğunda..

Biz kendi halinde sevgiyle, aşkla beslenen bir aileyiz. Hani hala yeni görenler nişanlıyız sanıyor. Oysa bu ay 6. senemize girdik. Hala ilk günki gibiyiz.. Rabbim isteyen her kuluna ve özelliklede siz değerli kardeşlerime en hayırlısını nasip etsin..

Gelelim asıl konuya. Sobayı çokça yaktığım oldu. Ancak bu defa içeriye girmemle bağırmam bir oldu, neden mi? Sobanın ateşi sönmüş diye üfleyeyim dedim. Normalde de yaparız bunu ama gözümü kapatmadan yapardım ki, ateşin ne durumda olduğunu göreyim.

Bu defa aksilik bu ya. Olacağın önüne geçilmiyor. Duman gelipte gözümü yakmasın diye gözümü kapadım ve saniye sürmeyecek kadar üfledim. Üflememle birlikte yüzüme ateş gelmesi bir oldu..

Yüzüm ne halde korkusuyla kendimden geçtim o an... Eşimin yanına çığlık çığlığa koştum. Yüzümü yıkadı, buz kompresi yaptı sonra yüzüme yoğurt sürdü sağ olsun.. Malum yoğurt annelerimizin bir numaralı yanık önleyicisidir..

Çok şükür yoğurttan sonra yanaklarımda ki yanıklar kayboldu. Göz altlarım hafif kızarık şuan ama moralimi bozan kirpikler oldu. Sağ kirpiğim fazla yanmış sola göre.. Sol daha uzun. Ama çok şükür ki kökünden yanmamışlar.

Sonra hemen hastaneye gittik. Tabi bu köyden hastaneye gitmek zulüm olsa gerek. Köy yolunun bitmek bilmeyen çukuruydu taşıydı takırıydı tukuruydu hasta olmayanda hasta olur yani..

Doktorda çok kötü durum yok deyip, gözlerimi yıkadılar.. Damla vs ilaç verdiler.

Velhasılı kelam.. Şuncacık ateşte bile ne hale geldim düşünebiliyor musunuz? Ya cehennem ateşi? Nasıl dayanacağız oraya? Yüzümden yanık kokuları aldım o hengamede... Kirpik kokusu :(

Kaldı ki onca kardeşimiz zulüm altında ve diri diri yakılıyor.. Yüreğimiz ne kadar cızlıyor?..

Tabi doğal olarak ilk olay anında bende çığlığı bastım. Ne olduğunu anlayamadım. Bir de gözümle göremediğim her olaydan çok korkarım. Aynı şey koluma olsaydı böyle paniklemezdim kolumu görmüş olacaktım diye. Ama sonra aynaya baktıkça düşündüm ki "sabır gerçektende böyle zamanlar içinmiş" . Yoksa çok sabırlı insanım her musibete sabrederim demekle iş bitmiyormuş bunu anladım.. İnsan yaşamadan bazı şeylerin üstesinden gelebileceğini anlayamıyor daha doğrusu eşim olmasaydı bu kadar kolay atlatamayabilirdim.

Bir musibet bin nasihate bedeldir ya.. Ne de boş yaşıyoruz.. Ne kadarda benciliz aslında. Günün kaçta kaçını kardeşlerimizi düşünerek üzülerek dua ederek geçiriyoruz?..

Hepimiz dalmışız dünyaya. Sınavlar, okullar, yemeler içmeler, keyif yapmalar vs vs vs...

Diyeceğim şu ki, ateşe dayanabileceğimiz kadar günah işleyelim :(

Dünya ateşi dahi bu kadar can yakıcıyken, bizler neyimize güveniyoruzda ibadetlerden, tesettürden, Allah'ı anmaktan, iyiliği tavsiye etmekten geri duruyoruz...

Az yiyelim çok ilim alalım... Az gülelim halimize çok ağlayalım.. Az günah işleyelim çok sevap kazanalım...

Sizleri seviyorum... İnşaAllah cenneti hak eder ve oradada buluşuruz...

Cumanız mübarek olsun....

Gençliğe HitabenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin