Hz.Ebû Bekir (R.A.) mağaraya girdi. Eliyle yerleri yokladı, düzledi. Mağaranın bir tarafında bir delik buldu. İzarını yırtıp orayı tıkadı. Geri kalan kısmınada ayaklarını dayadı. Sonra Rasûlullah'a (s.a.v); "buyurun!" dedi.
Rasûlullah (s.a.v) içeri girdi. Başını, Hz.Ebû Bekr'in dizine koyup uyudu. O sırada Hz.Ebû Bekir (R.A.), yılan deliğini kapamış olan ayağından ısırıldı.
Rasûlullah'ı (s.a.v) uyandırmak korkusuyla hiç kımıldamadı. Ancak, gözlerinin akan yaşı Rasûlullah'ın (s.a.v) yüzüne damlayınca O'nu uyandırdı.
Rasûlü Ekrem; "Ne oldu sana Ya Ebâ Bekir?" diye sordu.
O da; "Babam, anam sana feda olsun! Yılan tarafından ısırıldım!" dedi. Rasûlullah (s.a.v), ısırılan yere tükrüğünü sürünce ayağındaki ağrı, sızı dindi...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençliğe Hitaben
AcakAllah Rasulü s.a.v zamanında yaşamış olsaydık, gençliğin ne kadar değerli ve bir o kadar da mühim mesele olduğunu görürdük. Şu an da ki gençlik, ipleri sıkıca tutan DİN DÜŞMANLARININ elinde.. İşte bu ipleri koparmanın tek yolu KURAN, SÜNNET ve TEB...