"Gerek yok ben götürürüm" Yoonginin konuşmasıyla ona döndüm. Ne ara gelmişti. Bay Jeon bana bakıp bir onay vermemi istedi. Tebessüm ederek "siz hiç zahmet etmeyin Bay Jeon Yoongi oppa gelmiş zaten tekrar teşekkürler " Bay Jeon kafasını sallayıp arkasını dönüp gitti. Kendimi kötü hissetmiştim. Yoongiye döndüğümde kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Neye kızdı bu şimdi.
"Neden ağlicakmış gibi duruyorsun" ağlamicaktım tabikide sadece kendimi kötü hissetmiştim.
"Saçmalama oppa hadi gidelim" Yoonginin koluna girip eve doğru yürümeye başladım. Yoongi gene sessiz kalmıştı. Neden bu kadar sessizki. Onun sessizliği benide düşüncelere itmişti. Küçüklük anılarım aklıma gelmişti. Ailemle olan anılarım. Her sabah bizi kahvaltıya annem kaldırırdı. Evde kimse kahvaltı etmeden çıkamazdı. Hep beraber sabah kahvaltısı ve akşam yemeği yerdik. Bu zamanları çok severdim. Gün içindeki en mutlu anılarımdı onlar. Şuan ise abim beni kahvaltı yapmadan göndermiyordu. Annemin yerini bir şekilde doldurmaya çalışıyordu ama tutamazdı ki. Gerçi o olmasa sanırım ben kendimi asla toparlayamazdım.
Evin önüne gelince düşüncelerimi bir kenara bırakıp zile bastım. Abim üstünü giyinmiş bir şekilde kapıyı açtı. "Geç Soo Yun bizim biraz işimiz var "diyip benim konuşmama dahi izin vermeden gitti. Ne oluyor yahu. Bu ikisi ne işler peşinde böyle. Yakında çıkar kokusu. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim ve direk mutfağa yöneldim. Bugün adam akıllı birşey yiyememiştim. Mutfakta ne varsa boğazım acıdığı icin yavas yavaş yiyip silip süpürdüm. Bugün yorulmuştum. Kendimi koltuğa yüz üstü atıp gözlerimi kapadım. Aklım yine Yoongi ve abime gitmişti. 2 gündür abim çok tuhaf davranıyordu. Belli etmediğinimi falan mı düşünüyordu acaba. Bir işlerin peşinde ama neyin. Belkide bir gün abimi takip etmeliyim. Kim bilir neyin peşinde. Acaba sevgilisimi var. Bu düşünceyi direk aklımdan sildim. Abimin eğer öyle bir şeyi olsa bana kesin söylerdi. Off abi of neyin peşindesin.
"Soo Yun Soo Yun lan kızım uyansana" gözlerimi açtığımda kava kapkaranlıktı. Saat kaç ki. Duvardaki saate baktığımda 02.13 oldğunu gördüm. Ne bir dakika ben kaç saattir uyuyordum böyle. Her yerim tutulmuş. Gerilmeye çalıştım ama belim baya ağırıyordu. Iyiki yarın hafta sonu. Ben bu ağrıyla asla okula gidemezdim. Abime döndüğümde daha yeni geldiğini anladım. Doğrulamak için "abi sen yenimi geldin" dedim. Kafasını sallayarak beni onayladı.
"Abi senin neyin var. Yoongi geldiğinden beri bir garipsin"
"Sonra Soo Yun başım çok ağırıyor "
"Hayır abi şimdi neyin var ne işler peşindesin açıklarmısın "
"Soo Yun sonra dedim uzatma" sinirle ayağa kalkıp odama girdim ve kapıyı çarptım. Ben onun kardeşiydim sorunlarını benle paylaşmicakta kimle paylaşacaktı. Ben bütün sorunlarımda ona gidiyorken onun bana gelmemesi kalbimi kırmıştı. Güvenmiyormuydu bana. O beni herseyde korur kollar. Bende ona aynısını yapmak istiyorum ama bu fiziksel üstünlüğe gerçekten sinir oluyorum. Zaten kaç gündür kendimi iyi hissetmiyorum birde abimin bana böyle davranması sinirlerimi alt-üst etmişti. Ağlamamaya çalışarak yatağa girdim ve uyumaya çalıştım. Yatakta dönüp duruyordum ama bir türlü uyuyamıyordum. Abim hakkında aklıma o kadar kötü şeyler geldiki. Ya başı belâdaysa ya peşinde mafya falan varsa. Ona birşey olursa ben ne yapardım. Göz yaşlarım yanaklarımdan akmaya başladığında yastığımı alıp abimin yanına gittim. Odasına girmeden önce kapıyı çaldım. Ses gelmeyince içeri girdim. Uyuyordu. Yavaşça yastığımı yanına koyup yattım. Anında kolları beni sarmıştı. Bende kollarımı ona dolayıp uyumaya başladım. Umarım abime birşey olmazdi.
Kısa oldu biliyorum umarım beğenmişsinizdir. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hdjdjdjdjd Şaka şaka bölüm devam ediyor.
Sabah uyandığımda abim yanımda yoktu. Nereye gittiki. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gittim ama yoktu. Masada kahvaltı hazır bir şekilde duruyordu. Birde kağıt vardı.
"Islerim olduğu için erken çıktım. Eğer kahvaltı etmezsen akşam çok fena olur. Aklının bana takıldığını biliyorum ama endişelenme birşey yok." Notta sadece bu kadar yazıyordu. Notu buruşturup çöpe attim ve kahvaltı etmeye başladım. Iştahım olmadığı için yine bir kaç lokma yedim ve sofrayı topladım. Bugün aklımı dağıtmak için temizlik yapıcaktım. Zaten eve adam akıllı bakamıyordum. Hazır bugün boş günüm temizlik yapsam iyi olucak. Salona gidip önce etrafı güzelce süpürdüm. Toz aldım. Paspas yaptım. Camları sildim. Daha şimdiden yorulmuştum. Pes etmeyip temizliğe devam ettim
Kendimi yere atıp dinlenmeye başladım. Tam tamına 4 saattir evi temizliyordum. Biraz yerde uzanıp ayağa kalktım ve duş aldım. Terden saçlarım ıpıslak olmuştu. Güzelce dusumu alıp üstümü giyindim ve biraz ders çalıştım. Pazartesi günü edebiyat sınavımız vardı. Bay Park ın okuldaki ilk sınavı olduğu için çalışmıştım. Yoksa edebiyatı pek taktığım söylenemezdi. Hemde sevdiğim bir öğretmendi.
Edebiyat çalıştım çalışmasına ama çok sıkılmıştım. Saat 6 olmuştu ama abim hala gelmemişti. Normalde saat 4- 4 buçuk gibi gelirdi. Derin bir nefes alarak telefonumu kulaklığımı ve ne olur ne olmaz diye bir miktar para alıp evden çıktım ve kulaklığımı takıp yürümeye başladım. Biraz ileride bir kalabalık görünce oraya gittim. Bir çocuk dans ediyordu. Hakkını yemeyeyim çok güzel dans ediyordu. Kulaklığımı çıkarıp onu izlemeye başladım. Hem biraz aklım dağılırdı. Çocuk bir anda dizlerini kırıp arkaya doğru kendini bırakınca gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Bu hareketi nasıl yapmıştı böyle. Ben yapsam sanırım ya kemiklerim kırılırdı ya da sırt üstü düştüğüm için nefessiz kalır ölürdüm. Bir süre daha çocuğu izledim. Müzik sona erince eğilerek selam verdi ve yüzünü havluyla silip su içmeye başladı. Cidden çok yakışıklı bir çocuktu ve harika dans ediyordu. Karakterini bilemem ama eğer sevgilisi varsa çok şanslı bir kızdı. Çocuk bu sefer tango açıp kalabalıktan bir kızı çekti ve onunla tango yapmaya başladı. Kız sanırım tangoyu bilmiyordu ama çocuk onu öyle bir yönlendiriyorduki sanki kızda profesyonel bir dansçı gibiydi. Hayranlıkla onları izlerken telefonuma mesaj geldi. Abimden di. Nerde oldgumu soruyordu. Ona kısa bir mesaj atıp 5 dakika daha onları izledim ve istemeye istemeye oradan ayrıldım.
Kafamı eğmiş yürürken biri ile çarpıştım. Ya da çarpışmak demeyelim de çocuk bildiğin bana omzunu geçirmişti.
"Dikkatli olsanıza "
"Özür dilerim küçük hanım " çocuğun yüzüne baktığım da yüzünde maske vardı. Gözleri simsiyahtı. Dipsiz bir kuyu gibi. Vücudum 1 2 saniye kadar titredi. Çocuk bunu fark etti ve güldü. Güldüğünü kısılan gözlerinden anlamıştım.
"Iyi akşamlar küçük hanım "
"Iyi akşamlar " bu adam kimdi. Bir kaç saniye daha gözlerimin içine bakıp gitti. Pekala gerçekten korkmuştum. Hızlı hızlı yürüyüp eve gittim. Ikide bir arkama bakıyordum. Sanki o adam beni takip edecekmiş gibiydi. Zile peş peşe bastım. Abim kapıyı açtığında direk boynuna sarıldım. Işte şimdi kendimi güvende hissediyordum.
"Soo Yun neyin var noldu " ona anlatmak istiyordum her ne kadar korksamda ama o bana derdini anlatmadığı için bende anlatmama kararı aldım.
"Yok bir şey abi sadece köpek kovaladı. " saçımı karıştırıp beni içeri çekti. "Korkak"
Bu sefer gerçekten bitti. Umarım beğenmişsinizdir. Hikayeye yeni yeni kişiler giriyor hayırdır inşAllah. Pek Jungkooklu olmadı ama ilerde acısını çıkarırım. Oy vermeyi unutmayın. (Insatada o kadar çok random atıyorum ki burda bile yazarken random atıyordum son anda far ettim jdkdkdkkd)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmenim♧Jeon Jeongguk
FanfictionÖğretmenine aşık olan Soo Yun ve bundan haberi dahi olmayan Bay Jeon. Bakalım bizi neler bekliyor. 29.01.2018 26.04.2020