Öğretmenim♧Jeon Jeongguk

20. Bölüm

Abim cidden neyin peşindeydi. Neden bana hiçbir şey açıklamıyordu. Biz eğer berabersek herşeyin bir çözümü vardı. Ona neden yardımcı olmama izin vermiyordu. Neden sürekli benden birşeyler saklıyordu. Sinirle yerdeki taşa tekme attım. Ahhh abi. Çıldırtıcak beni.

"Ahh" sese karşı kafamı çevirdim. Attığım taş birinin bacağına gelmişti.

"Hii çok özür dilerim"

"Önemli değil ama lütfen dikkatli olun biraz daha"

"Tekrar özür dilerim iyimisiniz"

"Iyiyim" adama baktığımda gözleri bana birini hatırlatıyordu. Bu kimdi ya. Neden bana tanıdık geliyordu.

"Seni bir yerden tanıyor olabilir miyim?"

"Aynısını bende sana soracaktım " gözlerimi kısıp yüzüne biraz daha baktım. Kimdi bu yahu.

"Taehyung oppa"

"Soo Yun " kollarımı direk boynuna doladım. Onu nasıl tanımamıştım. Gerçi aradan çok uzun zaman geçti. Şimdi koskocaman bir adam olmuştu.

"Beni nasıl tanımazsın "

"Asıl sen beni nasıl tanımazsın " diyip koluna çimdik attım. Onu özlemiştim. Tae abimin bir diğer yakın arkadaşıydı. Tae abim ve Yoongi bir arada takılırdı. "Ne kadar çok büyümüşsün öyle " kafam çenesine geliyordu. Cidden cok uzamış.

"Senin için aynı şeyi söyleyemicem malesef" sinirle ayağına tekme attım. Pislik. Boyum o kadarda kısa değildi. Hatta uzundum bile. Ama onun yanında kısa sayılırdım.

"Yah! Ne yapıyorsun ben özel biriyle buluşucam üstümü kirletme lütfen " onu şöyle bir süzdüğümde çok şık olduğunu gördüm. Göz kırparak "nereye?" Diye sordum.

"Sevgilimle buluşucam "

"Hiii bende geleyim mi?" Aslında pek gitmek istemiyordum ama eve gitmek de istemiyorum. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu.

"Cidden gelmek istiyormusun?" heyecanlı heyecanlı kafamı salladım. Aslında merakta etmiştim kızı.

"Pekala " koluna girip seke seke yürümeye başladım.

"Eee naptin "

"Nasıl naptin "

"Yani hayatını anlat dedim "

"Ah pekala aslında hala üniversitedeyim alttan derslerimi bir türlü veremedim."

"Yuh" ikiside abimle aynı yaştaydı ama abim 2 sene önce üniversiteden mezun olmuştu.

"Ne var kızım saçma sapan dersler var"

"Pekala "

"Sen naptın sevgilin falan yok dimi" diyip tek kaşını kaldırdığında utandım. Sevgilim yoktu evet bana benimle öpüşen bir öğretmenim vardı. Daha ne olsun.

"Yok"

"Inanayım mı?"

"Yah! Ne demeye çalışıyorsun yok diyorum"

"Olmasın zaten daha yaşın kaç" kolundan çıkıp önden önden yürümeye başladım. Ne var yani. 17 yaşında olabilirdim ama o kadar da küçük değildim.

"Soo Yun geldik " diyip beni durdurdu. Sade ama şık bir kafeye gelmiştik. Kolundan tutup onu kafeye doğru çektim. Çok heyecanlanmıştım. Tae de sonuçta abim sayılırdı. Abim bana hiç sevgililerinden bahsetmemişti. Direk içeri girip masalara bakmaya başladım. Çoğu masa doluydu. Bazı kızlar tek başlarına oturuyorlardı.