29. Bölüm

16.3K 809 212
                                    

Sabah uyandığımda yanımda JungSu vardı. Gece beraber Jungkook'un odasında kalmıştık onun yatağı çift kişilik olduğu için, o da benim kaldığım oda da kalmıştı.

"JungSu uyan hadi." Birşeyler mırıldanarak bana arkasını döndü ve uyumaya devam etti. Sanırım uykusu derindi. Onu rahat bırakıp elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Kapıyı açtığımda Jungkook dişlerini fırçalıyordu.

"Günaydın"

"Gonoydon" etrafa köpük saça saça bana cevap vermesi gülümsetmişti. Şuan çok tatlı görünüyordu. Saçları dağınık, ağzı dişlerini fırçaladığından dolayı köpük ve gözleri daha ayılamadığı için uykulu bakıyordu. Alıp böyle yanaklarını sıkasım vardı.

"Şey ben yüzümü yıkayacaktım ama 5 dakika sonra gelirim" Tam kapıyı kapatacakken bileğimden tutup beni içeri çekti ve kapıya yasladı. Sakin ol Soo Yun. Sakin ol. Yüzüme doğru eğilip eliyle yanağını gösterdi. Boş boş suratına bakarken ne demeye çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

"Yanağında birşey yok Jungkook" diyip yanağını sildim gözlerini devirince ne demek istediğini anladım. Yanağından öpmemi istiyordu. Yavaşça yanağından öpüp hızlıca geri kaçtım. Jungkook tebessüm edip beni lavabonun önüne çekti ve arkama geçip aynadan bana bakarak dişlerini fırçalamaya başladı. Bende soğuk suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Jungkook ağzını tükürmek için lavaboya yaklaşınca bende kapıyı açıp dışarı çıktım ve direk mutfağa yöneldim. Kahvaltı hazırlasam iyi olucak. Okula geç kalmak istemiyorum.

Bir yandan kahvaltılıkları hazırlarken bir yandan da düşünüyordum. Ama bu sefer abimi değil JungSu ve Taehyung oppayı. Acaba Jungkook Tae oppayı görünce nasıl tepki vericek. Umarım çok karşı çıkmaz hatta destek olurdu. Çünkü Tae oppa hayatımda görüp görebileceğim en merhametli ve şefkatli bir insandı. JungSu yu üzeceğini pek sanmıyordum aslında.

"Bugün nasılsın?" Belime dolanan kollarla beraber yerimden sıçradım. Hala alışamamıştım. "Ben iyiyim asıl sen nasılsın"

"Gerginim"

"Neden?"

"Bugün çünkü kız kardeşimin erkek arkadaşıyla tanışıcam bence gayet makul bir neden" kollarının arasında ona dönüp ellerimi omzuna koydum. Tanrı aşkına nerden buluyordum ben bu cesareti.

"Tae oppa çok iyi bir insandır aslında"

"Sen bu Taehyung mudur Taeyeon mudur nedir nerden tanıyorsun onu"

"Şey o abimin yakın bir arkadaşı"

"Öyle mi?" Deyip tek kaşını kaldırdı.

"Bak ona gerçekten çok tepki verme olurmu. Tae oppa görüp görebileceğin en merhametli ve şefkatli bir insandır JungSu yu gözün kapalı ona bırakabilirsin."

"Diyorsun"

"Hı hı" diyip kafamı eğdim. Niye utandım şimdi ben ya. Jungkook eğilip hızlıca yanağımdan öptü. Hadi ama utanıyorum ben burda. Neden böyle birşey yapıyorsun ki.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun"

"Ben mi?"

"Hayır ben tabiki de sen ayrıca benim ne zaman utandığımı gördün"

"Doğru hiç görmedim sen nasıl utanırsın"

"Ben utanmam"

"Seni utanmaz arlanmaz" diyip tebessüm ettim. O da gülüp bu sefer burnumdan öptü. Bu kadar mutluluk beni korkutuyordu. Çünkü ne zaman mutlu olsam illa sonunda kötü bir olay oluyordu. Ellerimi ona sarıp sıkıca sarıldım. Ondan ayrı kalmak istemiyordum.

Öğretmenim♧Jeon JeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin