Final

10.4K 527 361
                                    

"Ben geldim Soo Yun" sesini duyunca gözlerimi sıkıca kapadım. Onu çok özlemiştim. Ama yüzüne bakacak vicdan yoktu bende.

"Bana bakmayacakmısın?" Hala sırtım ona dönük bir şekilde mezarlığın kenarında oturuyordum. Bakışlarım abim ve Yoongi oppaya kaydı. Onu buraya getirmemeliydiler.

"Soo Yun"

"Gidin burdan Bay Jeon"

"Bana bakarmısın lütfen" gözlerimi kapatıp başımı iki yana salladım. Yoongi oppaya bile bakamıyordum ona nasıl bakayım.

"Bakamam" adım sesleri bana doğru yaklaşmaya başladı. Tam arkamda durduğunu hissediyordum.

"Senin bir suçun yok lütfen bana bak"

"Gidin lütfen" daha fazla konuşmak istemiyordum çünkü daha yeni ağlamam geçmişti. Tekrar ağlamak istemiyordum. Zaten aylardır ağlıyordum.

"Bana bakmadığın sürece gitmeyeceğim" derin bir nefes alıp önce abimlere baktım. Gerçi Yoongi oppaya da fazla bakamadım ama neyse.

"Biz arabaya geçiyoruz" abimler arabaya geçerken onların oldukları boşluğa diktim gözlerimi. Neden beni tek bıraktılar ki. Vicdan azabından ölüyordum zaten.

"Soo Yun lütfen bana bak" tekrar derin bir nefes alıp ona doğru yavaşça döndüm. Değneklerle zorlukla ayakta duruyordu. Benim yüzümden. Onu öyle görmeye dayanamıyordum. Sol gözümden bir damla yaş firar etti.

"Ağlama" sanki ağla demiş gibi bir anda yaşlar durmaksızın akmaya başladı. Ellerimle yüzümü kapadım. Ne onu öyle görmek istiyordum ne de beni böyle görsün istiyordum. Keşke onu bu işlere hic karıştırmasaydım.

Bir anda beni kendine çekip sarılınca başımı göğsüne gömdüm. Onu çok özlemiştim. Kokusunu, sesini..

"Ben iyiyim, iyileşiyorum "

"Eğer ben olmasaydım iyileşmek zorunda kalmayacaktın. Bu değneklere ihtiyacın olmayacaktı. Hye Rin unnie ölmeyecekti. Hepsi benim, bizim yüzümüzden."

"Hiçbir şey sizin, senin yüzünden değil. Biz kendimiz olaya dahil olmak istedik. Olması gereken oldu. "

"Jungkook"

"Söyle güzelim" ellerimle kazağını tutup sıkıca yumruk yaptım. O kadar çok özlemiştim ki onu.

"Özür dilerim."

"Şşş tamam geçti artık. Ben iyiyim"

"Ama ben değilim " kafamı iyice göğsüne gömdüm. Ona ne kadar sarılırsam sarılayım özlemim geçecek gibi değildi.

"Sarıcaz, beraber sarıcaz yaralarımızı."

"Yapabilecekmiyiz?"

"Tabiki de yapacağız. Bunun için elimden gelen herşeyi yapacağım" omuzlarım dan tutup beni geri çekti ve alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Istemsizce gözlerim kapandı. Bu hissi bile özlemiştim.

"Bu cicekleri Hye Rin e getirdim. Ama sen vermek istersin bence. " Jungkook bir anda benden uzaklaşıp çiçekleri elime tutuşturdu.

"Ben arabaya doğru geçiyorum. Lütfen beni fazla bekletme" kafamı çabucak aşığı yukarı salladım. Ağlamam hala daha geçmemişti. Beni orada bırakıp yavaş yavaş, topallayarak arabaya doğru yürümeye başladı. Kalbim acıyordu. Ona oyle daha fazla bakamayarak mezarlığa döndüm.

"Özür dilerim unnie" bir hıçkırığın gelmesi ile cümlem kesildi. Derin derin nefes alıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

"Gerçekten özür dilerim. Keşke böyle olmasaydı. Keşke seninle başka şekilde karşılaşsaydık. Ama olmadı. Bu özür seni geri getirmeyecek biliyorum ama elimden başka birşey gelmiyor. Lütfen affet beni." Elimi ağzıma koyup hıçkırıklarımı geçirmeye çalıştım. Kendimi durduramıyordum.

Öğretmenim♧Jeon JeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin