34. Bölüm

11.6K 592 242
                                    

2 Gün Sonra

Daegu dan dönmemizin üstünden iki gün geçmişti. Bu iki gün içinde değişen tek şey kendi evimize geçmemiz. Onun dışında ne peşimizde adamlar bizi takip etmeyi bırakmıştı ne de Yugyeom dan bir telefon almıştık. Bu iki gün de Jungkook ile sadece okulda görüşebilmiştik o da öğretmen öğrenci ilişkisi içinde. Ona sarılmayı, kokusunu içime çekmeyi özlemiştim.

Okulda bakışları sürekli üstümdeydi. Aynı şekilde benim de öyle ama yetmiyordu işte. Lanet olsun ki yetmiyordu. Çok özlemiştim onu çok.

Çıkış zilinin çalması ile eşyalarımı toplayıp ayağa kalktım. Dalgın dalgın yürürken ilerde Jungkooku arabasına doğru yürürken gördüm.

"Jung- Bay Jeon" az kalsın kendimizi ele veriyordum. Ah salak kafam. Jungkook arkasını dönüp ona yaklaşmamı bekledi.

"Birşey mi oldu Soo Yun" çantamdan matematik defterimi çıkarıp Jungkook la konuşmaya başladım. Dışardan gören biri ona soru sorduğumu sanardı ama öyle değildi.

"Bize gelsene, abim mesaj attı geç gelecekmiş"

"Beni eve mi atıyorsun Soo Yun" sırıtarak sorduğu soruyla dondum kaldım. Cidden öyle mi yapıyordum.

"Benim öyle bir amacım yok sadece seni özledi-"

"Sakin ol Soo Yun sadece dalga geçiyorum"

"Ne! Dalga mı geçiyorsun. İyi gelme o zaman ne halin varsa gör" dışardaki öğrenciler birşey anlamasın diye defterimi nazik bir şekilde kapatıp önünde eğildim ve hızlı hızlı yürümeye başladım. Otobüse binmek istemiyordum. Zaten bu sinirle 5 dakika ya eve varırdım.

Pisliğe bak ya ben onu özleyip eve çağırıyorum o benimle dalga geçiyor. Zaten hata bende niye çağırıyorsam ki onu. Odun. Kalas.

Çabucak eve girip üstümü değiştim ve evde kalan son abur cuburları çıkarıp televizyon karşısına kuruldum. Saçma sapan bir kanalda saçma sapan bir dizi açıp izlemeye başladım. Gerçi ne yediğimden ne de izlediğimden birşey anlamıyordum.

"Dindoğğğğrnnnmmgggg" (kapı zili xdè)

Kimdi bu saatte gelen şimdi. Gerçi saat daha 5 ama neyse. Kucağımda ki tabakları bir kenara bırakıp çabucak kapıya koştum ve kapıyı açtım.

"Niye geldin?"

"Beni eve atmanı kabul ediyorum" diyip içeri girdi. Koltukta ki abur cubuları görünce gözleri ışılda dı ve cips tabağını alıp koltuğa kuruldu. Televizyona bakınca iyice sevindi. Bende bakışlarımı televizyona çevirince neden sevindiğini anladım. Harry Potter varmış. Ben az önce bu filme mi saçma demiştim. Tanrım vurun beni.

"O benim cipsim yanlız"

Omuz silkip "senin benim mi var"dedi haklı yoktu. "Ayrıca sen beni bu şekilde mi eve atıyorsun" üstüme bir bakış atınca direk odama koştum. Dağınık bir topuz ağız burun cips ve iğrenç pijamalar. Jungkook un kahkaha ile karışık sesini duyunca sırıtmama engel olamadım. "Merak etme güzelim ben seni bu halinle de seviyorum." şapşik yerim seni ya.

Çabucak dolabıma gidip bir kot ile beyaz bir tişört giydim. Sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve saçımı tarayıp salona gittim. En azından şimdi daha iyi gözüküyorum. Temiz.

Salona gittiğimde Jungkook bıraktığım şekilde duruyordu. Boğazımı temizleyerek" açmısın?" diye sordum. Kafasını evet anlamında salladığında mutfağa gidip tek yapabildiğim şey olan hazır rameni yapmaya başladım. Ramen pişene kadar da iki bardak çıkarıp meyve suyu doldurdum. Şimdi fark ediyordum ama gerçekten acıkmışım. Ramenin kokusu midemin gurultusunu ortaya çıkarmıştı.

Ramen de pişince hazırladıklarımı bir tepsiye koyup solana geçtim. "Gel hadi birşeyler hazırladım" Jungkook ayağa kalkıp yanıma gelince bende sandalyeye oturdum ve ilk onun yemesini bekledim. İlk lokmasını alınca bende yemeğe başladım.

"Sen beni hiç özlememişsin" Jungkook un konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim.

"Anlamadım"

"Diyorum ki beni hiç özlememişsin. Sarılmayı geç yüzüme bile bakmıyorsun"

"O nasıl söz. Sadece kafam çok dolu ve sana sinirliyim"

"Ben ne yaptım?"

"O şaka yı unutmadım"

"Sadece yüzün biraz gülsün diye yapmıştım. Okulda sürekli mutsuzdun ve biz iki gündür adam akıllı bile konuşamadık"

"Özür dilerim. Sadece şu sıralar kafam çok dolu biliyorsun ve nasıl tepkiler vereceğimi şaşırdım"

"Biliyorum güzelim " diyip elimi tuttu ve avucumun içini öptü. Ben bu adamı hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama iyi ki yapmışım. Yerimden kalkıp arkasına geçtim ve ona sarılıp boynunu öptüm.

"Çok özledim seni"

"Bende " deyip kafasını kafama yasladı.

"Bu amca bozuntusu ne zaman biticek hiç bilmiyorum. Resmen annemin ve babamın katili öz amcam. Ne yapıcaz onu da bilmiyorum. Ama tek istediğim seninle ve abim le güzel bir yaşantımız olsun."

"Olucak güzelim emin ol olucak"

"İyi ki varsın"

"Sende. Hadi otur yemeğimizi yiyelim" kafamı sallayarak yerime oturdum. İkimiz de sessiz bir şekilde yerken Jungkook un telefonu titredi. Ayağa kalkıp koltukta ki telefonunu aldı. Mesajı açıp okuyunca bakışları bana döndü.

"Yugyeom mesaj atmış"

Selam çukulatalarım. Umarım beğenmişsinizdir. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. He birde youtube kanalıma abone olursanız çok güzel olurdu be. Neyde Öpüldünüz anam. Yb salı günü.

Öğretmenim♧Jeon JeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin