17. Bölüm

20K 1K 274
                                    

Yolda yürürken kendimi çok boş hissediyordum. Anne ve babamın ölümünden sonra hiçbir ölüye bakamazdım. Kriz gibi birşey geçiriyordum. Hiçbir şeye tepki veremiyordum. O adam niye ölmüştü, nasıl ölmüştü, kim öldürmüştü. Içimden bir ses sabahki çocukla bir ilgisi var diyordu. Çantamın omzumdan düşmesne aldırmadım ve çantamı sürüyerek yoluma devam ettim. Aklımdan bir türlü o adam çıkmıyordu.

"Soo Yun sana sesleniyorum duymuyormusun beni?" Kolumdan çekilmesiyle beni çeken kişiye döndüm. Yoongi karşımda bana çatık kaşlarıyla bakıyordu ama yüzümün halini görünce endişeli bir hal aldı.

"Soo Yun ne oldu sana böyle "

"Ölmüş "

"Kim ölmüş "

"O adam"

"Soo Yun kim ölmüş söylesene korkutuyorsun beni Jine mi birşey oldu" abimi öyle yerde kanlar içinde yatarken hayal edince ağlamaya başladım. O olmasa ben ne yapardım. "Soo Yun " diyip sarıldı bana Yoongi. Kendimi şuan öyle güçsüz öyle aciz hissediyordum ki. O adam ölmüştü. Ya abime de birşey olursa. Kaç gündür o da normal değildi. Ya abimi de anne babam gibi kaybedersem o zaman ben nasıl yaşarım. Bu hayatta en değerli varlığım abimken...

Bellimin altından ve bacaklarımın altında hissettiğim ellerle Yoonginin beni kucağına aldığını anladım. Zaten kendimi yürüyecek kadar güçlü hissetmiyordum. "Şihht tamam geçti " sahiden geçtimi Yoongi. Geçmedi. Sadece beni kandırıyorsun. Kafamı omzuna yaslayıp ağlamaya devam ettim. Sanırım abimi görmeden rahatlamayacaktım. Içimdeki bu sıkıntı abimi görmeden geçmeyecekti.

Yoongi ben kucağındayken nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde hızlı hızlı yürüyüp beni eve getirdi. Kucağında ben ol olduğum için ayağıyla kapıya tekme atmaya başladı. Abim kesin ben olduğumu sanıp söylenecekti. "Soo Yun hadi anahtarınla açmayı üş- Soo Yun bu halin ne" ben cevap veremeyince abim Yoongiye bakti.

"Bilmiyorum biri ölmüş sanırım ona üzülüyor " abim beni Yoonginin kucağından aldığında direk boynuna sarıldım. Şimdi biraz da olsa rahatlamıştım. O da ben rahatlıyayım diye eliyle sırtımı sıvazlıyordu. Kucağındaki ben ile salona geçip koltuğa oturduk. Benide dizine oturtmuştu. Şuan kendimi küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum. Beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktı. "Noldu?" Bu 2 heceli 5 harfli soru yeniden ağlamama sebep oldu. O adam gözümün önünden gitmiyordu. Belki şuan çok abartıyordum ama o sabahki çocukla bu adamın bir ilgisi vardı. Belkide ben sabah gittiğimde o çocuk onu arkaya bağlamıştı ve o sesini bana duyurmaya çalışmıştı ama ben duymamıştım. Yani benim yüzümden mi ölmüş oluyordu.

"Abi ölmüş "

"Kim ölmüş Soo Yun "

"Kırtasiyeci adam"

"Soo Yun insanlar doğar ve ölürler sencede bu normal değilmi "

"Abi anlamıyorsun "

"Anlat o zaman bana Soo Yun "

"Abi be-belki sana saçma gelicek ama kaç gündür ta-takip edildiğimi hissediyorum bu yüz-yüzden de dün bi-biber gazı almıştım ama biryere düşürdüm. Bugün de yi-yine o kırtasiyeye biber gazı almaya gittiğimde başka bir ço-çocuk vardı. Çocuk ç-cok garipti. Direk gözlerimin içine bakıyordu. O ada-adamı o çocuk öldürmüş olabilirmi?" Hıçkırarak anlattığım şeyi abim ne kadar anladı bilmiyorum ama ben anlatırken yüzü şekilden şekile girmişti.

"Ne yani Soo Yun sen kaç gündür takip edildiğini hissediyorsun ve bana söylemiyormusun" ben burda o adamı anlatırken onamı takılmıştı.

"Ab-abi o adam öldü "

Öğretmenim♧Jeon JeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin