31 Aralık Pazar
Yılbaşı günü. Yeni bir yıla gireceğiz. Ve ben heyecandan ölmek üzereyim. Hazirladigim hediyelerin son dokunuşlarını yapıyorum. Aylardır boş vakitlerimde bu hediyeleri hazırlıyordum. Ve bugün bitirdim. Saate gözüm kaydı. Saat 9. Sabahın dokuzunda ben ayaktayım. Her neyse işte. Sıcak bir duş alıp çıktım.
9.30
Saçlarımı düzleştirdim ve hafif bir makyaj yaptım. Siyah pantolon ve beyaz kazağımı giydim. Siyah topuklu botlarım ile aynaya baktım. Güzel oldum işte. Zorlamaya gerek yok. Çantama cüzdanımı koyarken Deniz'in sesini duydum.
"Nereye Afra?"
"Dışarıda biraz işim var. Birkaç saate gelirim. Uyu sen."
"Benimde işim vardı. Birlikte gidelim. İki dakika beklesene."
"Birtanem sen uyu. Sonra çıkarsın. Daha erken."
"Tamam. Dikkat et kendine."
"Sende canım. Gerçi Yoongi sana dikkat eder zaten ama. Neyse..."
Dedikten sonra çantamı elime aldım. Deniz bana sinirli bakıyordu. Öpücük atıp odadan çıktım. Herkes uyuyordu. Kabanımı giyip evden çıktım. Aşağıda araba bekliyordu. Hızlıca arabaya bindim.
.
.
12.00
Dışarıdaki tüm işlerim bitti. 8 tane hediye kutusu aldım. Kırmızı muhteşem bir elbise aldım kendime. Gece giymek için. Deniz'im için de güzel bir hediye buldum.
Eve geldiğimde boştu. Kimse yoktu. Oflayarak odama girdim. Elimdeki poşetleri bir kenara koyup yatağa oturdum. Telefonumu çıkardım ve Deniz'i aradım.
"Efendim Choa."
"Nerdesiniz Deniz?"
"Ben dışarıdayım Bay Koala ile. Diğerlerini bilmiyorum."
"Ooo... neyse iyi bakalım Yoongi ile iyi gezmeler. Kook'u ariyim ben."
"İyi bakalım. Bay bay~"
Telefonu kapatıp Kook'u aradım.
Jk"Sevgilim bir sorun mu var?"
Ulan nasıl minnoş bir sevgilisin sen ya. Yerim ben seni minik tavşanım.
"Sorun yok tavşanım."
Jk"Evde misin bebeğim?"
"Evdeyim tavşanım. Sen nerdesin?"
Jk"Şirketteyim bebeğim. Gel istiyorsan. Tek kalma evde."
"Ayy iyi olur. Yarım saate geliyorum tavşanım."
Jk"Tamam yavrum bekliyorum."
Ya bu çocuk neden böyle tatlı? Neden böyle minnoş? Neden böyle sevimli? Ben bunu yerim. Kurabiye gibi yerim ben bu çocuğu. (Allah hepimize Kook gibi bir sevgili versin. AMİN)
Kot pantolon, siyah bluz, kot ceket ve spor siyah ayakkabımı giydim. Spor çanta seçip evden çıktım.
Şirkete geldiğimde hemen Kook'un çalışma odasına gittim. Odaya girdiğim anda ayağa kalktı. Dudağına masum bir öpücük kondurdum.
Jk"Özlemişim bebeğim."
Diye fısıldadı kulağıma. Boynuma -masum olmayanından- bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. O sandalyeye otururken hemen önüne geçtim ve masaya oturdum. Bacağıma kafasını koyduğunda saçıyla oynamaya başladım.
"Ne yaptın Sevgilim?"
Jk"Ne mi yaptım?"
"Evet."
Jk"Hediyeleri seçtim ve aldım. Çok güzel bir sene bizi bekliyor güzelim. Emin ol."
"Sen varsan bu sene değil her sene güzel olur sevgilim." (Yazarınızın romantikliği üzerinde)
Jk"Bunu benim söylemem gerekirdi ama."
Dedi başını bacağımdan kaldırırken. Bu lafına kıkırdadığımda o da gülerek başını tekrar koydu bacağıma.
Jk"Ne giyeceksin gece?"
Tekrardan kıkırdadım.
"Sürpriz."
Jk"Ne? Sürpriz mi? Fazla güzel olma bak..."
"Kıskançlık sezdim."
Jk"Kıskanıyorum yavrum tabi. Senin gibi bir varlık kıskanılmaz mı?"
Durdum. Şaşkınlıkla gözlerim açılırken Kook gülerek kalktı yerinden. Dudağımdan öptükten sonra bana sarıldı. Ben de boynuna sarıldım. Simsiyah saçlarına daldırdım parmaklarımı. Yumuşacıktı. Boynumdan sertçe öptüğünde geri çekildim. Ağrımamıştı ama tuhaf hissetmiştim. Kook bana endişeyle baktı.
Jk"Özür dilerim bebeğim. Ağrıttım mı?"
Bu tavşan kılıklı böyle bakınca çıldırıyorum ya. Gerçekten. Yanağını ellerim arasına aldım. Dudağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.
"Kook..."
Diye fısıldadım. Sonra bir daha öptüm dolgun dudaklarını.
"Seni..."
Bir daha öptüm.
"Çok..."
Sesimin ne kadar tahrik edici olduğunu farkettim. Buna rağmen devam ettim. Tekrar öptüm dudağını.
"Seviyorum..."
Bu ana kadar Kook tepkisiz kaldı. Kendini bırakmıştı resmen. Kıpırdamıyordu. Bu haline güldüm ve ellerimi yanağından çektim. Kulağına yaklaştım.
"Kendine gel minik tavşan."
Dedim sakince. Sesli şekilde güldüğünde kalbimin hızlandığını hissettim. Masadan inip Kook'un elinden tuttum.
"Diğerleri nerde?"
Jk"Dans odasındalar sevgilim. Taehyung'u mu özledin?"
"Evet onu çok özledim."
Jk"Aman... yesinler..."
"Ahahhaha!!!!"
Birlikte dans odasına gittik. Odaya girdiğimiz anda Tae'yi gördüm. Koşarak ona sarıldım. O da bana sarıldı şaşkınca.
"Seni çok özledim TaeTae."
V"Ne içti bu Jungkook?"
Göz devirip kucağından indim. Omzuna vurdum ve Kook'un yanına gittim tekrardan.
Jk"Kız bir hevesle gelmişti."
Sg"Aptal Tae."
Gülmemek için dudaklarımı birleştirdim. Tae ise endişeli bir şekilde bana yaklaştı.
V"Choa... küs müyüz?"
"Aptal... küs değiliz tabiki de."
Tekrardan ona sarıldım. Bu arada boş boş beklediklerini farkettim.
"Ne yapıyorsunuz burda?"
Jimin 'bilmem' Der gibi ellerini kaldırdı. Diğerleri de aynı şekildeydi. Göz devirip şarkı açtım. Grubun son şarkısı Dna muhteşemdi. Islık sesi ile başladı şarkı. Ben de dansa başladım. Grubun gerisi ise bir yerlere çöktü. Tembeller. Sonunda Jimin, Hobi, TaeTae ve tavşanım benimle oynamaya başladı. Dans etmek eğlenceli. İnsanın stresini atıyor bence.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'in Sekizinci Üyesi (Düzenleniyor)
FanfictionBTS'in Sekizinci Üyesi bir kız olursa ne olacak? Peki bu kız Türk olursa... Antiler... ARMY'ler... ödüller... sevinçler... üzüntüler... Yedi erkek ve bir kız... Ün, şan, şöhret... Afra(Choa)'nın BTS ile maceralarını okumaya hazır olun.