Kalacağımız otele geldik. Hızlı bir şekilde odalarımıza çekildik. Tabi hızlı dediğim önce oteldekilerle fotoğraf çekildik ardından odalara geçtik. Kook ile aynı odada kalıyoruz. Bavullarımı bir kenara koyup yatağa uzandım. Yorulmuştum. Ama mutluydum. Çünkü doğduğum büyüdüm ülkedeydim. Kokusunu, insanını, her şeyini özlemiştim.
İki gün sonra konserimiz var. Bu yüzden son kez çalışmalar yapıyoruz. Odalarımızda kendi kendimize çalışıyoruz. Kıyafetlerimiz hazırlandı. Özellikle tasarladığım sekiz kıyafet var. Onlar olağanüstü. Bts üyeleri gördüğünde çok beğenmişti. Umarım Türk Army'lerde beğenir bu sürprizi.
İki gün ne de çabuk geçti. Yattık, kalktık, yedik, içtik... İki günü devirdik. Ve bugün konserimiz var. Heyecandan ölebilirim. Hatta gece uyuyamadım. Bu yüzden biraz rahatsızım. Yani... Umarım göz altım şişmemiştir.
Sabah telefonumun alarmı çaldığında derin bir nefes alıp yatakta oturur pozisyona geçtim. Kook ise hala uyuyordu. Göz devirip esnedim. Bu sırada alarm hala çalıyordu.
Jk"Alarmını kapatmayı düşünüyor musun yoksa telefonunu camdan aşağı mı atayım?? Hah?? "
Kook'un kurduğu cümleye kıkırdayıp alarmı kapattım. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Kısa bir duş rahatlatırdı belki.
Duştan sonra bornozumu giyip odaya girdim. Kook yatakta oturmuş telefonu ile ilgileniyordu. Benim varlığımı farketmiş olacak ki bana döndü. Baştan aşağı süzüp piç smile attı. Bu hiç iyi değil. Yanıma gelip yanağımı öptü.
Jk"Cici kız mı oldun sen??"
Gülerek ondan uzaklaştım ve akşamdan hazırladığım kıyafetleri alıp tekrardan banyoya girdim.
Üzerime kot şort ve beyaz kısa bluz geçirip beyaz topuklu ayakkabımı giydim. Açık kumral saçlarımı kurutup açık bıraktım. Sıfır makyaj ile odaya döndüm. Jungkook beni bekliyor olmalıydı. Banyodan çıktığımda hemen o girdi. Ben de valizimi toparlamaya başladım. Sonuçta bir kaç gün sonra Ankara'ya gidecektik. Kook kısa süre içinde banyodan çıktı. Saçlarını kurutmuştu. Altında ise jean pantolon vardı. Üstü çıplaktı. Muhteşem kasları her zamanki gibi muhteşemdi. Kook, büyümüştü. Daha da yakışıklı olmuştu ve olgunlaşmıştı. Yatağın üzerindeki beyaz gömleğini aldı. Gömleği elinden alıp Kook'a giydirdim. Ardından dudağına küçük, masum bir öpücük kondurup geri çekildim.
Odaya kahvaltı söyleyip beklemeye başladık. Ardından kahvaltımızı hızlıca yapıp küçük birer çanta hazırladık Kook ile.
Bir saat içinde konser alanına geldik. Burası güzeldi. Ve çok fazla Army'yi alacak kapasitedeydi. Bu güzel!! Son provaları yapmaya başladık. Konserimiz iki buçuk saati geçkin sürecekti. Ve büyüleyici şovlar olacaktı. Bunun için heyecanlıyım.
Provalara başladık. Herkes sakin bir şekilde provayı yapıyor ama ben... gerçekten bir felaket. İki kez mikrofonu düşürdüm ve tam dört kez düşme tehlikesi atlattım. Kafam allak bullak. Söyleyeceğim yerleri karıştırıyorum bazen. Kafamı bir türlü toparlayamıyorum. Sonunda sinirlenip bıraktım. Gerçekten bu kadar fazla hata yapınca insan pes ediyor. Yıkılıyor. Yere oturup ağlamaya başladım. Böyle olacağı belliydi. Çin ve Japonya konserlerinde harikaydım. Heyecanımı yenmiştim ama kendi ülkemde bu heyecan geçmiyor. Sanki onları hayal kırıklığına uğratacakmışım gibi geliyor ve bundan çok korkuyorum. Yerde oturmuş ağlamaya devam ederken üyeler de provayı bırakmış başımda toplanmışlardı.
Jh"Böyle yapma Choa. Kalk hadi."
Hepsi bir şey söylüyordu ama hiçbirini dinleyemiyordum. Yüzümü elim ile kapatmış ağlamaya devam ediyordum. Kook ise sırtımı sıvazlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'in Sekizinci Üyesi (Düzenleniyor)
FanfictionBTS'in Sekizinci Üyesi bir kız olursa ne olacak? Peki bu kız Türk olursa... Antiler... ARMY'ler... ödüller... sevinçler... üzüntüler... Yedi erkek ve bir kız... Ün, şan, şöhret... Afra(Choa)'nın BTS ile maceralarını okumaya hazır olun.