BTS'in Sekizinci Üyesi (Düzenleniyor)

24/İyice alıştı

Sabaha kadar çalıştım. Ne mi çalıştım? Ben normalde moda tasarım okuyordum. Ve biraz kıyafet tasarımı yaptım. En son Kook'u yatağa gönderdiğimde saat 3'tü. Ara ara kendime kahve yaptım. Ve arada da diğerlerini kontrol ettim. Hepsi mışıl mışıl uyuyordu. Sabahın 6'sınde kalkan Jin şaşkınca bana bakıp sordu.

Sj"Bu saatte neden kalktın?"

"Saat 3'ten belli uyanığım."

Sj"Ne?? Sen ciddi misin?"

"Evet. Uyku tutmadı."

Sj"Ee ne yaptın gece boyunca?"

"Tasarım. Kıyafet tasarımı."

Sj"Bu harika Choa. Daha sonra bakmak isterim. Ancak şimdi kahvaltıyı hazırlamalıyım."

"Tabi. Ne zaman istersen."

Ben tasarımlara devam ederken yanıma oturan bedene baktım.

V"Onlar da ne öyle?"

"Tasarım. Neden bu saatte kalktın?"

V"Sen yatakta olmayınca merak ettim."

"Ah!! Anladım."

V"Yah!! Orada J-Hope mu yazıyor?"

"Oppa bakma. Bunlar sürpriz olacak."

V"Ne sürprizi be?"

Elimle gözünü kapatmaya çalıştım.

"OPPA BAKMA YA."

V"Merak ettim bakıcam."

Yukarıdan gelen ses ile durduk.

Jk"Kesin sesinizİİİİİ..."

İkimiz de göz devirip devam ettik. Tae saçımdan tuttuğu anda onu gıdıklamaya başladım.

V"Lütfen. gıdıklama. Choa."

Çok fena gıdıklanıyor ya.

V"Choaaaa."

Sesi zaten kalın bir de bağırıyor. Uykulu gözlerle aşağı inen Yoongi'ye baktım. Oldukça sinirli görünüyordu. Tae'yi bıraktığım anda bana saldıracaktı ki...

"Tae...

Dedikten sonra Yoongi'yi gösterdim.

V"Kaçma vakti sanırım."

Sg"Yah!! Sizi aptallar. Saatin kaç olduğunun farkındasınız di mi? İkinizi de öldürücem."

O bize doğru gelirken biz kaçmaya başladık. Tae kaçacak yer ararken ben Jin'in yanına gittim. Bana şaşkınca baktığında konuştum.

"Oppa... Yoongi oppa... Bizi..."

Sj"Anladım."

Salona geri döndüğümüzde Yoongi elindeki sopayı Tae'ye doğrultmuştu.

Sj"Yah!! Yoongi çocukları rahat bırak."

Yoongi dinlemiyordu. Ben de hemen Tae'nin önüne geçtim.

Sg"Çekil Choa."

"Hayır."

Bu sefer ciddiydi. Korktum mu? Evet. Hemde çok korktum. Ama yine de onu dinlemedim.

Sg"Neden kendini onun önüne atıyorsun?"

"Ne olursa olsun kimseye zarar verme oppa."

Ardından olduğum yerde dizlerimin üzerine çöktüm. Elimi yukarıda birleştirip konuşmaya başladım.

"Lütfen oppa ona vurma."

Hala elindeki sopayı bırakmıyordu. Yere eğilip devam ettim.

"Yalvarırım oppa."