Hermione
Doğruca Gryffindor Büyük Salona gittim. Ron için üzülmüştüm. Onu davet edicektim. Aslında Draco'yu davet edecektim ama o zaten biriyle giderdi. Ron ise yalnızdı.
İçeri girdiğimde Ron sandalyeleri deviriyordu. Bu kadar sinirli olmasına şaşırdım.
"İyi misin Ron?"Bana nefretle baktı. İçim acıdı. En iyi arkadaşım bana nefretle bakıyordu, ama bunu hak etçek hiç bir şey yapmamıştım.
"Değilim! Önemsenmemekten bıktım artık! Nasıl oluyorda sen ve Harry her şeyde ön plandasınız ama ben bir akşam yemeğine bile davet edilmiyorum?!"
"Önemli bir yemek değil zaten, hatta bana saçma geliyor, Ron. Ama istersen-""İstersen ne!" Diye bağırarak sözümü kesti. "Biliyor musun, Granger, sen çok kendini beğenmişsin! Beni veya başkalarını bir yemek için bile düşünmüyorsun! Bu hoşuna gidiyor değil mi! Benim katılmamam ama senin katılman hoşuna gidiyor değil mi! Buraya bunu söylemek için mi geldin? Senden nefret ediyorum Granger!!"
Ağlamaya başladım. Neler söylüyordu. Bana Granger demişti. En iyi arkadaşım, bana soy adımla seslenmişti. O da hatasını fark eder gibi oldu. Ama sustu. Bir süre hiç konuşmadık. Ben ağlıyordum. Sonunda sessizliği bozdu.
"Hermione, ben-"
"Ne oldu Ron?!" Diyerek sözünü kestim. "Özür mü dileyeceksin? Bana kaba davrandığın için mi? Bana soy adımla seslendiğin için mi? Ya da en önemlisi, benim hakkında düşündüğün şeyleri, o iğrenç şeyleri söylediğin için mi? Ben mi kibirliyim? Ben mi başkalarını düşünmüyorum? Buraya neden geldiğimi zannediyorsun? Seninle alay etmek için mi? SENİ NEREDEYSE DAVET EDECEĞİME İNANAMIYORUM WEASLEY!"Ron, şaşkın ve mahcup bir şekilde bana bakıyordu. Pişman olduğu belliydi. Ama artık geri dönüş yoktu.
"Artık birbirimize soy adlarımızla seslendiğimize göre sana Weasley dememde sakınca yoktur, umarım. Hatta belki de Kral dememi istersin. İlgi görmekten hoşlanırsın çünkü değil mi! Ve göremediğinde de sağa sola sallarsın, arkadaşlarının kalbini kırarsın! Aynı 4. Sınıfta Harry Üçbüyücü Turnuvasına seçildiğinde yaptığın gibi!"Ron da ağlamaya başlamıştı. Zar zor konuştu "Yani beni mi davet edecektin?"
"Neredeyse böyle bir hata yaptığıma inanamıyorum." Dedim ve ordan çıktım.Arkamdan seslendi ama umursamadım. Bu başlıca bir hataydı. En baştan Draco'ya gitmeliydim. Ama ben böyle biri değilim. En azından şansımı denedim. Ron'un pislik gibi davranması benim suçum değil.
Draco
Zabini'ye ve Pansy'e davetiye gelmişti ama bana gelmemişti. BANA. DRACO MALFOY'A. Pansy istersem onunla gelebileceğini söylediğinde başta bunu mantıklı düşündüm. Ama sonra Hermione'yi düşündüm. Hayır. Pansy ile gidemezdim.
"Üzgünüm Pansy. Ama aklımda başkası var." Bana içerleyerek baktı. Onu sevmememi anlayamıyordu. Kendini okulun en havalı kızı falan olarak düşünüyordu.
Ortak salondan çıktım ve tam zindanlara doğru gideceğim sırada Hermione yanıma geldi. Davetiyeyi gösterdi ve konuştu. "Belki de birlikte gitmeliyiz."
Gülümsüyordu."Emin misin? Potter ve Weasley ile gitmek isteyeceğini düşünüyordum."
Hermione'nin yüzü bir an asılır gibi oldu ama yüzündeki gülümsemenin gelmesi gecikmedi."Harry zaten biriyle gidecek. Bir aksilik olmaz ise. Ve Ron'un benimle veya Harry ile gelmek isteyeceğini düşünmüyorum." Dediğinde yüzü asıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love or Life {Dramione}
FanfictionDraco ve Hermione'nin aşkı gerçekleşseydi, seri nasıl biterdi? Serinin 6. Ve 7. Kitaplarını bambaşka bir açıdan okuyun ve Draco ile Hermione'nin şehvetli aşkına ve tehlikeli maceralarına ortak olun...