11. Bölüm/ Hermione'nin Düellosu

477 23 1
                                    

Hermione

Draco ile beraber KSKS sınıfına girdik. Boş sıralardan bir tanesine oturduk. Birlikte olmamıza alışan Gryffindor'lular ve Slytherin'liler artık aralarında fısıldaşmıyor veya elleriyle bizi göstermiyorlardı.

Birkaç dakika sonra Severus Snape'in kuru ve sert sesiyle ders başladı.

"Kitabınızın 132. Sayfasını açın ve vampirlerle ilgili kısmı okuyun. Bugünlük, uygulamalı ders olmayacak. Vampirlerle ilgili kısmı bitirenler, 143. Sayfadan, kurtadamlar ile devam edebilirler."

Elimi kaldırdım. Ben başta görmezden geldi ama sonra rahatsız olmuş gibi bana dönüp yapmacık bir tonla "Evet, bayan Granger?"

"Ben bahsettiğiniz iki bölümü de okudum efendim."
"O zaman 245. Sayfadaki affedilmez lantlerle ilgili olan kısmı okuyun Bayan Granger."
"Aslında efendim, ben tüm bölümleri okudum."

Bir süre birbirimize baktık.
"Küstahlığınız için Gryffindor'dan 10 puan. Madem tüm bölümleri okudunuz, bana cevap verin."
Dedi ve boğazını temizledi.

"Bir cinperi ne zaman ortaya çıkar?"
"Ay, Hilal evresine girdiğinde."
"Confundus büyüsü ne işe yarar?"
"Kullandığınız kişiyi şaşırtır."
"Bir vampir, yeminini bozarsa ne olur?"
"Anında buharlaşıp yok olur. Bu, onların sonu olur."
"Bir kurtadam, dolunay evresinde iken bile nasıl bilincini kaybetmez?"
"Bir kurtboğan iksiri içerse."
"Devler en çok neyden korkarlar?"
"Kendilerinden büyük devlerden."
"Karşı laneti olmayan büyüler nelerdir?"
"Avada Kedavra, Hexomephia, Ridikulus ve Patronus büyüleri."

Resmen düello ediyorduk. Ama Snape nihayet kaybettiğini anladı ve sustu. Snape ve kaybettiğini anlamak mı? Yok artık. Sadece bıkmış olmalı. Hadi ama! Az önce yaptığım şey için en az 50 puan almalıydım. Ama sizce peki o ne yaptı?

"Saygısızlık ve küstahlıktan dolayı Gryffindor'dan 10 puan daha, bayan Granger. Bundan sonra Profesör'lerinize karşı çıkmayın."

Slytherin'liler gülüyordu. Gryffindor'lular ise fısıldaşıyorlardı. Onlar da şaşırmıştı ve Snape'den bu kadarını beklemiyorlardı.

Ders çıkışında Pansy yanımıza geldi.
"Draco, birkaç dakika konuşabilir miyiz?"

Bu kız hala neyi zorluyordu? Draco ile bir şansının olduğunu mu düşünüyordu? Avucunu yalardı. Draco bana sorarcasına baktı. Pansy'nin neyin peşinde olduğunu ben de merak etmiştim ve Draco'ya güveniyordum. O yüzden onayladım.

Draco

"Ne söyleyeceksen söyle, Pansy. Fazla vaktim yok."
"Tabi, benim için yok. Ama o bulanık için var, değil mi?"

"O kelimeyi kullanma." Sinirlerim gerilmişti. Bir yumruğumu sıktığımı gören Pansy korktu ve özür dilercesine konuştu.

"Tamam, peki nasıl istersen. Sadece nasıl bu kadar değiştiğini anlayamıyorum. Geçen seneye kadar o kız ve arkadaşlarından nefret ederdin?"

"Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum, Pansy. Hermione benim sevgilim. Bunu artık sen de, tüm Slytherin'lilerde kafanıza sokun artık!"

"Ve sakın, Hermione'nin yerini alabileceğini düşünme. Seninle çıkacağıma, pıtırkurtla çıkarım daha iyi." Pansy ağlamaya başladı. Beni omzumdan itti ve ağlayarak benden uzaklaştı.

Biraz sert mi konuşmuştum? Pansy ile çıkmak istemememin sebebi güzel olup olmaması değildi. Güzel bir kızdı ve bazı arkadaşlarımın onunla ilgili hayallerinin olduğunu biliyordum. Ama çok itici geliyordu bana. Artık o safkan bozuntuluğunu arkamda bırakmıştım ve 'bulanık' kelimesini sevgilim için kullanan herkesi karşıma almaya hazırdım.

Love or Life {Dramione}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin