28.Bölüm/ Eve Dönüş

283 15 0
                                    

Hermione

Draco, vagonun kapısını kapattı ve yanıma oturdu. Eve dönüyorduk. Okul bitmişti. Yaz tatili başlıyordu.

Ron ve Harry, Quidditch hakkında bir şeyler konuşuyorlardı. Draco'nun da o ikisine katılması çok uzun sürmedi. Kendimi acaip yalnız hissettim. Üçü Quidditch hakkında konuşuyordu ve ben yalnız kalmıştım. Konu açmalıydım. Ama ben daha ağzımı açamadan Harry aydınlanmışa döndü, ve konuşmaya başladı.

"Ben, ben size bir şeyi söylemeyi unuttum." Dedi ve sustu.
"E hadi!" Dedi Ron sabırsızlıkla.

"Melez Prens, Snape'miş."

"Bak Harry, ben özür dilerim." Dedim Harry'e.
"Neden özür dileyesin ki?"
"Kara büyü etkisi altına girmemiştin, ve Draco konusunda haklıydın."
"Sana kötü sözler söyleyen bendim. Özür dilemene gerek yok." Dedi Harry ve ayağa kalkıp vagonun camından dışarı baktı.

"Sizi özleyeceğim çocuklar. Ama merak etmeyin, Hortkulukları bulduğumda, haberinizin olmasını sağlarım."

Draco ve Ron beyninden vurulmuş gibi Harry'e bakıyordu. Ama ben dostumun böyle davranacağını biliyordum zaten.
"Harry, cesaretini takdir ediyorum. Ama tüm o Hortkulukları, biz olmadan bulabileceğini düşünmüyorsun değil mi?"

Harry tam konuşacaktı ki Ron araya girdi.
"Elbette dostum, bensiz hiçbir yere gidemezsin."
Güldüm. Herkes gülüyordu. Elbette benim de söyleyecek bir şeyim vardı.
"Ben olmadan 2 gün dayanamazsın."

Vagonu, sıcak kahkahalar doldurdu. Ama üçümüzün de dikkatlerinin, Draco'ya kayması uzun sürmedi.

"Ben de geliyorum."
"Hayır gelmiyorsun."
"Hortkuluklar hakkında yeterince bilgi edindim ve ben de o burunsuz pisliğin ölmesine yardım etmeyi istiyorum! Ayrıca arkadaş olduğumuzu sanıyordum!"
"Arkadaşız zaten. Ama Ginny, Luna ve Neville'i de davet etmeyi düşünmüyorum. Aslına bakarsan, tek başıma gitmeyi düşünüyordum, ama bu ikisi bana izin vermeyecek galiba."

"Onu 3 yap. Ben de geliyorum. Bu tartışma bitmiştir."

Anlayamıyordum. Kendisini neden tehlikeye atıyordu?
"Ama Draco, bizimle gelirsen, artık Voldemort'a hizmet etmediğin anlaşılır. Neden kendini tehlikeye atıyorsun?" Diye sordum.

"Sen kendini bensiz tehlikeye atıyorsun, Hermione. Buna izin vereceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun. Bundan sonra sen nereye, ben oraya."

Yüzüne baktım. Oldukça kararlı gözüküyordu. Ama ondan bunu isteyemezdim.
"Ama-"
"Bir ortamda son sözü daima Malfoy'lar söyler."
Dedi ve parmağını dudaklarıma getirerek beni susturdu.

Kapının açılmasıyla hepimiz irkildik. Neville ve Luna vagonumuza gelmişti.
Luna konuştu.
"Harry, Ginny seni ilk vagonda bekliyor. Konuşmak istiyormuş."

Gülümsedim. O ikisi uzun zamandır yalnız kalmamıştı. Ama konuşmanın nedeni belliydi. Harry, Ginny'i bu tehlikeli yolculuğa sokmayacaktı ve nedenini açıklaması gerekiyordu.

"Harry." Dedim ve o tam gidecekken elini tuttum.
"Dumbledore'un göreviyle ilgili olduğunu söyle."

Kafasını salladı ve vagondan çıktı. Zor olmalıydı, sevdiğini arkasında bırakmak. Draco'yu düşündüm. İyi ki benimle geliyordu. Şu an bencillik mi ediyordum? Onsuz geçirmek istediğim bir an yoktu, ve Draco'nun benimle gelmesi bunu kolaylaştırıyordu, ama onu bir tehlikeye sokuyordum.

Ben de tehlikede değil miydim zaten? Asıl benimle gelmesine izin vermezsem, bencillik yapmış olurdum.

Neville Draco'ya baktı, sonra Ron'a döndü.
"Onun burada ne işi var?"

Love or Life {Dramione}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin