13. Bölüm / Ron'un duyguları

374 21 14
                                    

Ron (evet Ron'un gözünden)

Madam Pomfrey'den izin alıp hastane kanadından çıktım. Söylediklerine göre beni Harry kurtarmıştı.
Ona teşekkür etmek için Gryffindor Salonu'na giderken kapının tam önünde Herm ile Malfoy'u gördüm. Malfoy yerde oturuyordu ve Hermione'yi kucağında tutuyordu. Hermione uyuyordu. Hermione'yi seviyordum. Ama ona bunu belli etmemek üzerine kendi kendime söz vermiştim.

O, Malfoy ile çıkıyordu. Ve ona karşı olan duygularımı öğrenirse, arkadaşlığımız bozulurdu.

"İyileşmişsin, Weasley." Bu çocuğa katlanmak zorunda mıydım? Hermione onu nasıl sevdi, nasıl sevgili oldular, bilmiyorum. Bir anda olmuştu. İkisi de bir anda, düşman olduklarını unutmuşlardı. Ama bunun cezasını ben çekiyordum. O ikisi mutlu diye mutsuzdum. İyi bir dost değildim.

"Hermione uyuyakaldı. Ben de buralardan bir Gryffindor'un geçmesini bekliyordum. Onu içeri taşımama yardım eder misin, Weasley."

Bana kanı bozuk demeden düzgün bir diyalog kurmuştuk. Belki de gerçekten değişmiştir.

"Elbette, Malfoy. Ama diğer Gryffindor'lular, senin içeri girmeni onaylamayabilirler. Onu bana ver, içeri taşıyım."

Başta onaylamaz gibi göründü. Ama sonra bana hak verdi. Güzel kızı yavaşça kollarıma bıraktı. Alnından öptü ve gitti. Merlin, çok güzel kokuyordu. Onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum.

Onun iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra şifreyi söyledim.

"Ejderha Gözü."

Kapı açıldı ve içeri girdim. Diğer Gryffindor'lular bana bakıyordu. Ama bakışlarını başka yere çevirmeleri çok zaman almadı.
Lavender ise bana nefretle bakıyordu. Elleriyle 'bitti' işareti yaptı ve gözyaşlarıyla arkasını döndü ve uzaklaştı.
Hermione'yi taşıdığım için mi bu kadar kızmıştı? Onunla konuşmalıydım.

Hermione'yi yavaşça koltuklardan birine bıraktım. O sırada Harry içeri geldi. Tam ona, hayatımı kurtardığı için teşekkür edecekken, bir şey demeden yatakhaneye gitti.

Neler oluyordu? İnsan, hastaya bari değer verir.
Yatakhaneye girdim. Harry yatakları tekmeliyordu.

"Yine ne var, Harry!"
Bana baktı. Biraz sakinleşmişti.
"Hermione ile kavga ettik. Ben, çok kaba konuştum. Ama, ama o hala Malfoy'u savunuyordu ve kitabı benden almaya çalıştı."

"Hangi kitabı?"
"Melez Prens'in kitabı. İksir de başarılı olmamın sebebi, bu sene kullandığım iksir kitabının sahibinin Melez Prens adlı bir dahi olması." Gözünden bir yaş sildi ve devam etti. " Kitap Voldemort'unmuş da, onun etkisi altına giriyormuşum da. Falan filan."

"Bunu, senin kötülüğünü düşündüğü için söylediğini sanmıyorum, Harry."
"Kitabı bana vermeyeceğini söyledi, Ron. Basbayağı kitabı kendisi kullanacaktı. Bu sene beni İksir'de geçemedi diye kıskandı."
"Peki kitabı verdi mi?"

Şaşkınlıkla bana baktı. Cevabı yok gibiydi.
"Ben- ee- şey- verdi."
"Demek ki öyle bir niyeti yokmuş."
"Kitabı verdi çünkü bana kızmıştı."

Arkadaşımın gözlerinden, pişman olduğunu anlayabiliyordum. Ama Harry kolay kolay gardını düşürmezdi. Barışmak istese de, ilk adımı atmak istemezdi.

Peki ben ne yapacaktım? Onları barıştırmalıydım. Senenin başında Hermione'ye haksız yere kötü şeyler söylemiştim ve bundan pişman olmuştum. Harry'e tekrar baktığımda onun yattığını gördüm. Ama uyumuyordu. Hıçkırıklarını duyabiliyordum.

Ya gerçekten kitabın etkisi altına girdiyse? 2. Sınıftayken, Ginny, Tom Riddle'ın günlüğünü almıştı ve günlüğün kara büyüsü yüzünden, Voldemort'un etkisi altına girmişti.

Love or Life {Dramione}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin