Hermione
Ginny'nin dediğine göre, Harry saat 12.00 de bahçede, benim oturduğum yere gelmeliydi. 5 geçiyordu, 8 geçiyordu 12 geçiyordu. 15 geçe olduğunda tam vazgeçip kalkacakken Harry geldi.
"Özür dilerim."
Cevap vermedim. Neden geç kaldığını bilmiyordum ama kafamda iyi bir izlenim bırakmamıştı."Bak Hermione, ben cidden-"
Sözü, Draco'nun genzini temizlemesiyle kesildi.
Ne zamandır buradaydı?"Cidden pişman mısın, Potter. Senin yerinde olsaydım pişman olurdum. Hermione'yi mahvettin. Ve hala onunla konuşmaya çalışıyorsun."
"Aslında bunu ben planlamadım, Malfoy."
Harry'nin bunu demesiyle Draco kıpkırmızı oldu.
"DEMEK ONUNLA BARIŞMAYI DÜŞÜNMEDİN
BİLE SENİ LANET PİSLİK! ONUN NE KADAR ÜZÜLDÜĞÜ HAKKINDA BİR FİKRİN VAR MI!"Draco, Harry'nin üstüne yürüdü. Harry asasını çıkardı. Draco'nun da asasını çıkarması gecikmedi.
"Tamam bu kadar yeter." Dedim ama beni dinlemiyorlardı.
Draco
Ona bir sersemletme büyüsü gönderdim ama engelledi. Yüzüme bakıp sırıttı.
"Tek yapabileceğin bu mu, Malfoy?"Yaptığı onca şeyden sonra hala sırıtabiliyordu. Dişlerini sökmek istiyordum.
'İncendio!' Diye bağırdım ama onu da savuşturdu.
'Petrificus Totalus' diye bağırdı ama büyüsünden rahat bir şekilde kaçtım.
Bir kaşınma laneti yolladım. Bunu engelleyememişti. Asasını yere atıp her yerini kaşımaya başladı.
"İncendio!" Potter'ın kolu yanmaya başladı. Bu mücadeleyi kazandığımı düşünüyordum.
"Aguamenti!" Hermione düelloya karışmıştı. Potter'ın acısı dinmeye başladı. Önceden alevlerin olduğu yerde şimdi sadece bir ıslaklık vardı.
"Hermione! Bir düelloya karışamazsın!"
"Şu anda bunun önemli olduğunu sanmıyorum, Draco!"Potter'ın yanına eğildi. Birkaç büyü daha söyledi. Potter'ın inlemeleri geçmişti. Ayağa kalktı.
"Tekrar!" Hiç pes etmez miydi? Bir kere bile olsun kaybettiğini anlamaz mıydı? Hayır, o her zaman tekrar tekrar denerdi.
Güldüm. Onu zaten yenmiştim. Üstünlüğümü kanıtlamıştım. Bir düello daha, sadece zaman kaybı olurdu.
"Kendini bir kez daha mı küçük düşüreceksin, Potter?"
Sinirden, soluması duyuluyordu. İçimi tarifsiz bir zevk kapladı.
"Ne oldu, Potter? Seni yenmem sana koydu mu? Anne ve babana mı söyleyeceksin? Aa, unuttum. Senin anne ve baban yoktu değil mi?"
Damarına basmıştım. Bunu hissedebiliyordum. Onu sinirlendirmek bana zevk veriyordu. Ama o her zaman erdemli olandı.(!) Her zaman sevilendi. Her zaman doğruyu yapandı. Onu sınayacaktım.
Asamı yere bıraktım.
Nefretle dolu yüzü şaşkınlıkla doldu. Bunu benden hiç beklemiyordu.
"Silahsız birini mi lanetliyeceksin, Potter?"
Yapmazdı. Yapar mıydı? Onun yüzündeki ifade o kadar komikti ki zevkten kuduruyordum.
"Neyin peşindesin, Malfoy?" Dedi yüksek sesle.
"Herkes senin ne kadar pislik biri olduğunu görecek. Potter. Babanın da senden farkı yokmuş diye duydum, o da asasız kişileri lanetlermiş, kafasına estiği gibi büyü yaparmış etrafındakilere. Bunu eğlenceli bulurmuş. Ama sen bunları zaten biliyorsun, değil mi Potter?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love or Life {Dramione}
FanfictionDraco ve Hermione'nin aşkı gerçekleşseydi, seri nasıl biterdi? Serinin 6. Ve 7. Kitaplarını bambaşka bir açıdan okuyun ve Draco ile Hermione'nin şehvetli aşkına ve tehlikeli maceralarına ortak olun...