29. Bölüm/ Her Şey Ailem İçin

303 18 3
                                    

2 ay sonra

Hermione

"Hemen dönerim Hermione, galiba bir ses duydum." Dedi aynadaki Draco ve mercekten çıktı.

Yaz başlayalı 2 ayı geçmişti ve düğüne oldukça az kalmıştı. Herkes ailesinin yanına dönmüştü, ben de öyle. İyi ki Draco'ya ve kendime bu büyülü aynalı kolyelerden almıştım. 2 aydır düzenli olarak her gün bu kolyeler sayesinde konuşmuştuk.

Elbette gizli bir şekilde konuşuyorduk. Draco'nun ailesinin, Draco ile ilişkimden haberi yoktu. Bir kere az kalsın yakalanıyorduk, Draco konuşurken gaza gelip bağırmıştı, sonra annesine oldukça gülünç bir açıklama yapması gerekmişti.

Gözüm duvara kaydı, Hogwarts'tan eşyalarımı getirirken, Draco'nun bana verdiği noel hediyesi olan büyülü tabloyu duvarıma asmıştım. Draco ve ben güzel elbiseler içinde dans ediyorduk bu tabloda. Ve tablo büyülü olduğundan, dansımız hareketliydi.

Babam tabloyu görünce "kim bu çocuk" havalarına girmişti biraz, ama bu konularda her zaman heyecanlı olan annem babamı susturmuştu ve o gece annemle Draco hakkında sohbet etmiştik.

"Hermione?"
Draco'nun sesiyle irkildim ve kolyedeki aynaya tekrar baktım.
"Annemmiş. Son zamanlarda hareketlerimden şüphelenmeye başladı."

"Onlara söylesek ne olur Draco?"
Kısa bir sessizlik oldu. Draco bunu söyleyeceğimi beklememişti anlaşılan.

"Bu mantıklı bir hareket olmaz."
"Onlara eninde sonunda söyleyeceğiz, Draco. Eninde sonunda öğrenecekler, bunu sen de biliyorsun."

"Şimdi zamanı değil."
Tartışmayı daha fazla uzatmadım.

Aşağıdan annemin seslenmesiyle, Draco'ya veda edip kolyenin kapağını kapattım ve odamdan dışarı çıktım.

Annem mutfaktaydı ve makarnaları tabaklara dolduruyordu. Yerime oturdum. Babam gazete okuyordu. Geldiğimi görünce bana gülümsedi ve gazetesini okumaya devam etti.

"Anne biliyorsun, artık reşitim ve evde büyü yapmama izin var."
Annem elindekini bırakıp bana döndü ve gülümseyerek söze başladı.
"Hala reşit değilsin. Daha 1 senen var."
"Büyücülerin dünyasında reşit olma yaşı on yedi anne. Biliyorsun."

Annem elindeki tabakları bıraktı ve yavaşça bana döndü.
"Ama tatlım, şu an büyücülerin dünyasında değiliz."

"Hadi ama anne, yardım etmek istiyorum." Dedim ve ağzım kulaklarıma varana kadar gülümsedim. Annem sonunda pes etti ve tezgahın önünden çekildi. Ellerini bir havluya kuruladı.

"Pekala, küçük cadı." Dedi ve beni en zayıf yerimden, koltuk altlarımdan gıdıklamaya başladı. O kadar çok huylanıyordum ve gülüyordum ki, karnım kasılmaya başlamıştı.

"Ta-tamam a-anne." Annem sonunda tatmin olmuş gibi ellerini çekti.

Asamı sallayarak yemeğin tabaklara dağılmasını, ve oradan da masaya yerleşmesini sağladım. Yemeğin geldiğini gören babam gazeteyi bıraktı.

"Sizde saç çıkarma büyüsü de var mı?" Dedi hafiften sırıtarak.
"Bildiğim kadarıyla yok, ama istersen hemen araştırabilirim." Dedim heyecanla. Bir şeyler araştırmak her zaman heyecanlanmama neden oluyordu.

Love or Life {Dramione}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin