Cansu Akgün
O sıkıntı dolu günün ardından beylerle kafeye gidip karnımızı doyurmuştuk. Ceren ve Burak da o gün bir ara bizim yanımızdan ayrılarak konuşmuşlardı. Geri geldiklerinde Ceren de şaşkınlık hakimken Burak ise oldukça rahatlamıştı. Burak açık açık tavrını ortaya koymuş ha bir de bizim kızı öpüvermiş kaşla göz arasında. Tabi ben bunları daha dün öğrendim. Ceren Hanım sır küpü maşallah. Bir de zamanında ben Giray'ı söylemedim diye tavur yapmıştı bana. Bugün de dershane de kendi sınıfımızın yaptığı bir piknik vardı ki dershanede toplanmıştık bile. Tabi bu anlattıklarım yaklaşık bir ay önce olmuştu. Bir aydır çok güzel ay şeytan kulağına kurşun neyse gerçekten güzel giden bir ilişkim vardı. Giray oldukça anlayışlıydı bana karşı.
"Merhaba gençler." Günler sonra Selim'i görünce yanımda olan Cerenin gerildiğini hissetmiştim.Selim de sanki hiçbir şey yokmuş gibi gelip elini kızın omuzuna atmıştı bile. Şu geçen bir ayda Selim'den yine Ceren'e karşı hiçbir atak yoktu ve dengesizdi galiba bu çocuk. Sen onca zaman sesin çıkmasın ama sonra gel hiçbir şey olmamış gibi kıza yanaş. Oldu paşam. Kolunun altından kendine geriye çeken Ceren'e kaşlarını çatarak bakmayı sürdürürken bende ona öyle bakıyordum.
"Ceren yavrum bir şey mi oldu?" Hah bir de yavrum mu?
"Sence Selim?"
"Bir şey olmuş anlamadım. Ha sen kaç gündür yokum ondan böyle yapıyorsun. Tatlım işlerim vardı." Son bir aydır var bile sayılmazdı. Derse giriyor hemen çıkıp gidiyordu. Bir saniye bile fazla kalmıyordu sınıfta.
"İşlerin olduğunu tahmin edebiliyorum. Ne o yoksa Beyza Hanımı bırakıp da dershanenin, arkadaşlarının yolunu bulamadın.
"Sen nereden biliyorsun?"
"O gün Avlu Kafeye geldiniz birlikte. Ne tesadüf ki bizde oradaydık."dediğinde Selim'in yüzü bir garip olmuştu.
"Ceren ben Beyza'dan intikam için."
"Hadi len oradan kızın içine düşecektin . Bundan sonra benden uzak dur Selim. Yoksa senin için kötü olur."diyerek yanımızdan ayrılan Ceren'e baktım. Çok havalıydı be. Ceren'den en kısa zamanda bu konuda ders almam gerektiğini aklımın bir köşesine not alıp buz gibi sesimle de Selim'e döndüm.
"Artık Cerenden uzak dur Selim. Artık o da hayatına bakacak sende. En başından beri çapkın olduğunu biliyordum o zaman müdahale etmeliydim de belki dedim akıllanmıştır bu çocuk dedim. Ama sen aynı tas aynı hamam devam ediyorsun."
"Bir dakika bir dakika. Hayatına bakacak." Hah onca dediğim şeyden buna mı takılmış.
"Evet yeri gelecek hayatına birini alacak. Hatta almış bile olabilir. Ve bu seni hiç ilgilendirmez. Ceren kadar olmasa da ben de havalı bir şekilde, ya da havalı olduğumu sandığım bir şekilde yanından ayrılıp bizim için ayarlanan araçlara binmiştik.
"Ceren şu havalı havalı yürümeyi falan sende öğrenmem lazım."
"Niye kız ne yapacaksın ki sen onları?"
"Belli mi olur belki Giray'a kullanırım."
"Kız sen boş ver. Sen onu masum hallerin ile peşinde tav edersin."dediğinde gülmüştük. Haklı olabilirdi.
İkimizde sanki biraz önce Selimle karşılaşmamış gibi keyfimiz yerindeydi.Mine ve Nazlının akabinde Mert ve Yasin'in de bize katılması ile iyice deli dolu hallerimize girmiştik bile. Aslında şu an fark etmiştim ki Selim'in yokluğu o kadar çok fark edilmemişti.
Keyf-i Sedir'e geldiğimizde hemen kendimizi bizim için rezerve edilen bölüme atmıştık.
Güzel havanın tadı en iyi arkadaşla çıkıyorsa
@cerensaygi
Keyf-i Sedir.Ceren'in sırf havalı fotoğraf için getirdiği kadehlere koyduğu vişne suyu ile cidden artık kahkahalarımı tutamaz olmuştum. Deliydi bu kız. Ama önemli olan sonuçtu. Güzel fotoğraf olmuştu.
Kızlarla salata hazırlarken erkeklerde mangal ile uğraşmaya başlamışlardı.
Telefonumun zil sesini duyduğumda ellerimi kağıt havluyla temizleyip arayana baktığımda Giray olduğunu görünce gülümsedim."Kızlar siz devam etseniz. Önemli bir telefon da."dediğimde hepsi bir sırıtarak bana bakıyorlardı.
"Keyfine bak kuzum."
Kalabalıktan biraz uzaklaşarak aramayı yanıtladım .
'Giray.'
'Güzelim. Nasılsın?'
'İyiyim canım. Bir şey mi oldu?'
'Hayatım. Keyf-i Sedir midir nedir ne işiniz var orada?' Hayda ben Giray'a pikniği söylemeyi unutmuştum. Aman be of ya.
'Sevgilim sınıf pikniği vardı da.'
'Beni yumuşatmak için sevgilim dediğini varsaymak istemiyorum. Sen ne güzel sevgilim diyorsun öyle.'
'Sevgilim.' Açıkçası benimde hoşuma gitmişti söylemek.Şu bir ayda onun bana kullandığı kadar rahat bir şekilde sevgi sözcüklerini kullanamıyordum. Ben hala biraz utanıyordum.
'Ah dayanamıyorum. Biz şimdi Burak ile arabaya biniyoruz bizimde canımız piknik çekti.'dediğinde nedense paniklemiştim.
'Ne demek geliyoruz Giray!'
'Güzelim. Ben artık kimseden saklamak istemiyorum. Sensiz de duramıyorum işte anla beni de.Özledim. Zaten ne zamandır senin derslerin benim antrenmanlarım derken görüşemedik.'
'Giray haklısın..."Evet dersem ne olurdu ya da hayır tanışma arkadaşlarım ile desem ne olurdu?
Büyük bir yolun sonuna gelmiş ve önüme çıkan yol ayrımında iki yoldan birine gidecektim.
°•°•°•°•°•
Selam canlarım. Diğer bölümün kısalığına orta bir bölümle devam ettim.Yeni bölümümüz sizlerle. Fazla söze gerek yok.
Elleriniz de bir oy vermeye ugrarsa beni çok mesut edersiniz.
Sizi seviyorum.💕
Sağlıcakla kalın.
Yorumlarınızı bekliyorum.
Düzenlendi. (7 Ekim 2020)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voleybol Aşkına...
Romanzi rosa / ChickLitSona yaklaştığımı düşünürken aşka yaklaşmışım... Aşkına Serisinin İlk Kitabıdır.