Maç gününden sonra pek konuşmaya vaktimiz olmasa da yine de beni ihmal etmemeye çalışmıştı Giray. Nereden biliyorsun demeyin bana. Eğer ki ihmal etmemeye çalışmasa antrenman aralarında bile mesaj atmayı denemez. Sınavımın nasıl geçtiğini sormaz, unuturdu belki de. Ama beni de kendi antrenmanlarını aksatmamıştı. Tabi bende ona cevap verirken bence onu ihmal etmemiştim. Tabi ben ona göre daha yoğundum beyin olarak yani.
Bugün biz dershanede çıkıp Cerenle kafeye ders çalışmaya gidecektik ve o da Burak ile beraber geleceklerdi. Tabi ders çalışmak biraz bahaneydi bu durumda.
"Ceren. "
"Efendim."
"Halâ mı kızgınsın bana?" Hanımefendi bana biraz tavır yapıyordu.
"Cansu böyle bir şeyi nasıl anlatmazsın onu anlayamıyorum. Yahu biz İstanbul'dan geleli iki gün oldu. Siz iki gündür ki hatta iki buçuk gündür konuşuyorsunuz."
"Hey hey buna konuşmak bile denmez. O da çok yoğun çalışıyor bende. Daha bugün yüz yüze geleceğiz onda da sende yanımda olacaksın zaten. Dersin nasıl geçti? Antrenmanın nasıldı? Günaydın. İyi geceler. Sadece bunlar yani."dediğimde gülümsedi.
"Tamam hadi onun hatırına affettim seni."dediğinde gülümseyerek ben sormuştum.
"Sen anlat bakalım biraz da. Selim ile ne durumdasınız?"
"Bizde bir durum yok kuzum. Aynı tas aynı hamam misali."derken yüzü düşüyordu.
"Hadi ya."
"Aynen bir gün peşimde affedersin ama köpek gibi dolanıyor iki gün yok beyefendi."
"Bugün neden gelmedi ki dershaneye?"
"Bilmiyorum. Açıkçası da umurumda değil Cansu. Yoruldum bende artık. Yani bir var bir yok hayatımda. Aslında hiçbir zaman tam bir şekilde de hayatımda olmadı."
"Haklısın be güzelim. Neyse hadi bakalım hazır duralım da son bir saat kaldı."derken sesim heyecanlı bir şekilde çıkmıştı.
"Aynen tanışalım bakalım enişte ile."
"Ceren sakın yanında enişte falan deme ha." Ben şimdiden uyarayım da.
"Tamam demem sakin ol. O kadar da kafayı yemedim yani."
Telefona gelen mesaj ile Ceren benden önce telefona doğru atılmıştı. Al işte özel hayat falan yoktu.
Giray: Güzelim bir aksilik yok değil mi bugün buluşuyoruz kararlaştırdığımız yerde.
Evet numaralarımızı da birbirimize vermiştik. Yani bu daha iyiydi. Daha rahattım sanırım.
Cansu: Bir sıkıntı yok şu anlık. Ben sana yeri söyledim. Burak biliyor zaten orayı.
Giray: Tamamdır. Kendine dikkat et iyi dersler.
İyice heyecanlanmıştım. Son dersin Türkçe olması ile stresten dersi kaçırma gibi bir sıkıntı yaşamamıştım. Türkçe hocasının verdiği testi çözmüş ve neredeyse her dakika başı saate bakmıştım. Zilin çalmasına beş dakika kaldığında ise buluşmaya hazırdım bile.Çantamı falan toplamış beşinci kez kontrol ediyordum.
Daha yazı getiremediğimiz için altıma siyah dar pantolonumu, üzerime de krem kazağımı gitmiştim. Siyah deri ceketimle siyah botlarımı giymiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
