CANINA CAN FEDA

12.5K 939 105
                                    

Zaman, gitmesini bilir. Terk etmeyi öğretir.

Poyraz Ali önündeki çay bardağına dalmış bir şekilde bakıyordu. Aklı hastanedeydi, aklı gitmişti.

Onu inceleyen adam koltuğunda biraz daha doğruldu ve elindeki telefonu koltuğa bırakıp askerinden gözlerini çekti.

"Şevval Ahmetler kapıda, aç kızım kapıyı."

Poyraz duyduğu sesle beraber gözlerini bardaktan çekip komutanına dikmişti.

"Baba,"

Sami askerine bakmadı, şimdi onunla derin konuşmak istemiyordu.

"Şevval'e tuttuk bu evi, annesi de buraya gelecek. Bilirsin, Mardin sınırda. Artık İstanbul'a dönmeyiz biz."

Sami askerine bakmıyordu, Poyraz bu duruma üzülerek konuştu.

"Komutanım,"

Sami ancak gözlerini Poyraz'a çevirdi.

"Ali."

Sesinde belli belirsiz bir sinir vardı, siniri neyeydi?

Poyraz anlayamıyordu.

Aşka kim karşı koymuştu, kim aşkı görmezden gelebilmişti?!

"Şimdi yeri değil, şimdi seni azarlamamın zamanı da değil. Sus, sadece hastanede yatan askerini düşün."

Poyraz ifadesiz bakışlar atarken açılan kapının sesi duyulmuştu, ayağa kalktı Sami.

"Ha illa konuşmak istiyorsan evimde değil, usulünce."

Poyraz'da ayağa kalktı, dokunmuştu. Birçok şey dokunuyordu ama komutanının sinirine diyecek lafı yoktu, herkes bir şekilde bir şeyleri koruyordu.

Aşkın kime ne zararı vardı?

"Emredersiniz komutanım."

Sesi kısıktı, üzgündü. Bitik durumdaydı, uykusuzdu. Bir şeyler dağınıktı, toparlamaya kimsenin gücü yetmezdi Dolunay'dan başka.

Salona giren iki askerle beraber kasvetli hava dağılmıştı. Berk lacivert ceketinin altına giydiği siyah jean ve beyaz tişörtle oldukça yakışlıklı görünüyordu. Ahmet ise her zaman ki dağınık düzeninin içindeydi. Sarı ve hafif uzun saçları dağınık, üstünde asker yeşili dar uzun kollu ve altında da kot siyah pantolonu vardı, ceketi elindeydi.

Ahmet elindeki tatlıyı kapıda Şevval'e uzatmıştı, Berk'in aklının bir kısmı tatlılardaydı.

"Hoş geldiniz gençler." Dedi her zaman ki ciddiyetiyle Sami Aslantepe.

Ahmet, "Hoş bulduk komutanım," derken Berk sadece, hoş buldum, demişti.

Sami baş hareketiyle askerlerine oturma izni vermişti, hepsi yerleşince sessizliği bozan Berk oldu.

"Parkta bize saldıranların sorgusu hâlâ devam ediyor."

Poyraz kafasını dağıtmak için konuya dahil olmuştu, konuştu kısık ve yorgun bir sesle.

"Konuşmadılar mı?"

Berk kafasını sağa sola salladığı sırada Şevval girdiği mutfaktan çıkmıştı, üzerindeki mavi dar paça kot, yeşil tişört ve siyah hırkayla bile çok güzel görünüyordu. Uzun sarı saçlarını hafifçe örmüştü, saçlarının yarısını gösteren bir bandana takmıştı.

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin