"Bendeniz Eceliniz!"

7.9K 640 106
                                    

Gün aydınlığını belli etme mücadelesine girmiş olsa da kara bulutlar güneşin önüne uğursuz bir set çekiyor, kar taneleri yeşil üniformamın üzerine konuyordu. Gözlerim dağlarda dolaşırken öfkeyle yürüyen Poyraz'a takıldı. Bedeni kaskatıydı ve her adımında dağ korkuyla titriyordu. 

Arkasını döndü, gözlerinden alevler çıkıyordu sanki. 

"Acele edin!" diye gürledi. 

Karakolun yakınlarında bir köye saldırmışlardı, biz hastanedeyken bunun haberi gelmişti ve apar topar karakola dönüp hazırlık yapmıştık. Yolun bir kısmını araçlarla yürümüştük ve kalan kısmını yayan yürümek zorundaydık. 

Daha büyük adımlar atmaya başladığımızda Poyraz'ın yanına doğru yürüdüm ve yanında durup,"Ne yapacağız?" diye sordum.

Poyraz etrafı kolaçan ederek yürürken, "Köylünün durumunu bilmiyoruz, yaralılara acil müdahale etmen için sana zaman kazandırırken teröristleri köyden temizleyeceğiz." dedi.

Kafamı salladım, "Neden yapmışlar?" diye sordum, hoş onlara gerekçe yoktu. Hainlik onlarda esaslıydı, kahpelik... İnsanları öldürmek için bahaneleri bile yoktu. Çocuk katilleri. 

Poyraz eldivenli eliyle silahının başına dokunurken, "Seçimler yaklaşıyor Gökgöz." dedi. 

Sabrım fena taşmıştı, halka baskı yaparak oylarına el koymalarına izin verecek değiliz. Elimizden gelenden fazlasını yapacağız. 

Daha hızlı adımlar atmaya başladığımızda köyü gören dağın başındaydık, Poyraz hepimizi durdurdu komutuyla ve bize gideceğimiz yönlere dair emirler verdi. Ben, Poyraz ve birkaç asker köyün kuzeyinden içeriye girecektik. 

Kuzeye doğru harekete geçtiğimiz sırada ön taraftan bir çatışma başlamıştı bile, Samet keskin nişancıydı ve gerekeni yapıyordu. 

Köyün kuzeyinde bulunan beyaz evin arkasına vardığımızda bağırışmalar kulaklarıma doldu. 

"Halkı camiye toplamışlar." dedi kısaca Poyraz ve bana baktı. 

"Camiyi korumalıyız." dedim hızlıca. Eğer koruyamazsak... Felaket. 

Poyraz camiye doğru yönelirken, "Tabii önce ele geçirmeliyiz." dedi ve önüne çıkan teröristi tek kurşunla yere serdi. 

"Ben caminin arkasına gideceğim," dedim onaylamasını dilerken. Kafasını salladı, "Dadaş sağ tarafı koru." dedi ve hemen ardından bana baktı. 

"Dikkat et." 

Kafamı sallarken, "Ön tarafı temizleyeceğim, içeriye girmen gerekecek." dedi. 

Arkamı döndüm ve görünen camiye doğru yürümeye başladım, ateş etmeye hazır bir şekilde. 

Birkaç metre yürüdüğümde kerpiç evin ardındaydım ve caminin arkasını sarmışlardı. Ne yapmam gerektiğine karar vermem gerekiyordu, onları kurşunlarsam hepsi buraya toplanacaktı ve ben zaman kaybedecektim. İçeride yaralı birilerinin olup olmadığını bilmiyordum. 

Caminin arkasında üç kişi vardı ve üçünü birden dövmem zordu. Birinin dikkatini çekmem yetecekti aslında...

Durup düşünmeye başladım, bu sırada kulaklıktan benimle konuşan Poyraz'a üçünü haklamam zor olabilir diyemezdim. 

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin