Uyan Alim Uyan!

20.1K 1.1K 340
                                    

Kalkan Timi

Kalleşlik, endemiktir. Yüce dağlarımızda kuluçkaya yatan insan müspettelerinde görülür. Kalleşlik, hainlerin karakteristik özelliğidir, kahpeliktir.

Kalleşler...

Onlar o kadar kötü insanlarki sekiz-dokuz yaşında ki bir çocuğu oyunlarına alet ettiler. Vicdan denilen kadın, onların kalbinde yer bulamayacak kadar şerefli ve onurluydu. Kokuşmuş ruhların mis kokan çocuklardan haberi olur muydu hiç?

Seyit, gözlerinde ölüm karasını büyütüp besleyen oğlan. Öyle karanlık ki kaderi de, gözleri anlatıyor yıllarını. Sekiz yıllık hayatı işte gözlerinde çocuk. Sende güzel maviler, doğal yeşiller yok. Sen de karşındaki kahraman gibisin;onun gözleri susuzluktan kurumuş toprak, senin gözlerin kömür karası.

Biçare kaderinde umut.. Hani derler ya, Yüce Yaradan'dan umut kesilmezmiş diye. Kesme umudunu çocuk. Kaderin belki de en muazzam olaylara gebe.

Gözlerini kapat, doğru olanı yap. Kaderin seni sürüklese de tehlikeye Yüce Yaradan yanında mazlumun.

Utanma, çekinme! Zalimlerlerden de olma.

Kısıktı küçük gözleri, elleri titriyordu. Gözleri acıların kadınındaydı, gözü yaşlı annesindeydi. Acaba öldürecek miydi annesini diye düşündü. Aklına sıralanan ihtimallerden ziyade babasını anlayamamıştı bir türlü. Nasıl bir adamdı? Adam mıydı? Babası annesinin kafasına silah dayayanlardan taraftı;ne vatandı sevdası, ne eşiydi. Oğlu bile değildi.

Dayak gırla, yara bere içinde kalbi ufacık çocuğun. Aman eve gelmiyormuş diye düşündü, sonra içinden geçirdi titrek sesiyle. Gelmesin de gebersin. Çünkü biliyordu, her şeyi farkındaydı. Babası bu duruma sürüklemişti onları. Şimdi gelip annesini kurtarsa ya, kurtarmaz! Babasının gözünde annesi ölmeyi hak etti.

İçinden bir kez daha geçirdi..

"Asker olacağım!"

Asker olursa babası ondan korkardı çünkü. Kim bilir, belki babasını arkadaşlarıyla beraber hapse tıktırırdı. Hep onların yüzünden babasız kalmıştı.

Yine ana döndü Seyit. Gözlerini annesinden ayırmadan bağırdı Poyraz'a.

"Annem! Ağabey Annem?!"

Senin oyunlar oynaman lazım çocuk. Annen için değil alınmayan oyuncak için ağlaman lazım.

Bilmezsiniz belki. Bu coğrafyada çocuk yoktur. Kısa boylu, çocuk yüzlü adamlar vardır.

Huzurlarını kaçırdılar bir kere, bırak düşünmeyi umursamadılar bile. Sığınacakları kapılar yüzlerine kapandı. Çok şükür Türk askeri var, ellerini tutacak birileri var.

Poyraz, "Seyit, annene bir şey olmayacak." dedi ve sessizce fısıldadı.

"Samet, teröristi nişan al."

Samet teröristin bir açığını ararken konuştu.

"Kadının arkasına çok iyi saklanmış."

Poyraz diline dolanacak tüm küfürleri yuttu ve Seyit'e döndü tekrar.

"Seyit, sakın içeri girme. Ben sözümü tutacağım."

Seyit kafasını aşağı yukarı salladığında terörist de gırtlaktan çıkan çatallaşmış sesiyle konuştu.

"Yoh! Seyit ananı seviyorsun? Di Haydi içeri gir o zaman! Haydi!"

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin