TOMRİS (part1)

10.4K 795 31
                                    

Zaman neşe parçalarını etrafa saçarken duyulan kahkahaların sesi huzurun kanıtıydı.. Onlar huzurluydu; adamlara ölüm yoktu...

Kahverengi gözlü adam gözlerini mavi gözlü kurttan alamıyordu, ona olan aşkı gün geçtikçe büyürken içine sığamayacağından korkmuyor değildi. Gülümsedi, kadın güldü diye.

"Dolunay," dedi ve kadının ona bakmasını sağladı. O güzel gözler şimdi dingin bir denizdi. Fırtınalar esmiyor, dalgalar kıyıya haşin bir şekilde çarpmıyordu. Gözlerine bakan denizin içinde kaybolurdu, kıyıya yüzmek anlamsız ve acımasız gelirdi.

"Yüzbaşım?"

İçeriden duyulan sesler onu neşelendirmişti. Askerleri uzun zaman sonra rahat bir nefes almıştı sanki. Lakin adamlar rahat bir nefes almanın derdinde değildi, nefes olmanın derdindeydi.

Hava sıcaktı, hafif rüzgardan dolayı yaprakların hışırtısı ve birkaç hayvan sesi de karmaşanın içinden seçilebiliyordu. Geceydi, yıldızlar temiz havanın verdiği berraklıkla parıldıyordu.

Poyraz bütün bu güzelliği ilk defa fark etmişti sanki. Geceyi, aydınlığı, sesleri, huzuru ve onu; defalarca fark ettiği şey ona ilk kez gibi geliyordu her seferinde.

"Seni seviyorum."

Ağzından çıkan iki kelime Dolunay'ı hem şaşırtıp hem de mutlu etmişti. At kuyruğu saçlarını omuzundan geriye atarken hafif şefkatli bir tebessümle Poyraz'a baktı. Her defasında bu denli içten söylemeyi nasıl başardığını düşündü.. Kendisi de her defasında içten söylüyordu.

Gülümsemesi büyürken ellerini dizlerinden çekti ve doğruldu, Poyraz'a bakışları kat be kat anlam kazanırken, "Bunu duymak çok güzel Poyraz Ali." dedi. Poyraz Ali gibi bir adamın sevgisini dile getirmesi şaşılacak bir olaydı. Duygularını çok yaşayan bir adamdı; çok üzülen, çok sevebilen bir adam. Yine de bunu içinde yaşardı, bütün bu duyguların dışa vurmasına sebep olan kadın karşısındaydı ve onu büyülüyordu.

"Ben de seni çok seviyorum." Dedi ve gözlerinin asumandaki yıldızlar gibi parıldamasına engel olamadı.

Kafasını bayrağına çeviren adamın sağ profilini aydınlatan ışığa şükretti. Ona sunduğu manzara içinin erimesine sebep olurken gözlerini adamın yüzünden çekmeye niyetlenmeyi düşünmedi bile.

"Nazlı dalgalanıyor asumanda. Seni ondan daha çok sevmiyorum."

Cümleler kırıcı mıydı? Hayır, hayır! Canını ortaya koymuş bir adam bugün sevdasından daha çok neyi seviyorsa o kutsaldı. Bayrak kutsaldı! Bayrak sevgisi kıskanılmazdı, bayrağını sevmeyenin de aşkına inanılmazdı.

Dolunay tebessüm etti, "Beni ondan daha çok sevmeyi düşündüğünde intihar edebilirsin." dedi.

Poyraz'da güldü, kadının neyine aşık olduğunu her defasında bir kez daha anlıyordu. Vatan sevgisine aşık olmuştu.

"Beni vurursun." dedi.

"Bayrağı az sevmeyi düşünürsem.."

Dolunay ayağa kalktı, Poyraz'ın ona bakmasıyla beraber ciddileşti. Yüzünde beliren sert ifade Poyraz'ın hoşuna giderken kadın bunu farkında değilmiş gibi yaptı. Eğildi, aralarında olan birkaç santim onlara nerede olduklarını hatırlatıyordu.

"Vururum Poyraz." Dedi.

Kelimeler, ne kadar da büyülü. Farklı bir konuşmanın, farklı bir anlaşmanın masumlaştırılarak gerçekleşmesi mümkündü.

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin