VATAN TOPRAĞININ ÜSTÜNDE, AL BAYRAĞIN ALTINDA

8.6K 731 54
                                    

Gök bütün nefretini kusarcasına suyunu boşaltırken yağmura feci tutulmuş askerler canı pahasına vatanı müdafaa ediyordu.

Dolunay'ın miğferinden akan su görüntü kalitesini düşürürken direnecek mesafe kalmadığını biliyordu, kafalarından aşağıya kurşunlar boşanırken Mustafa'ya telsizle güç bela ulaştı.

"Mustafa neredesiniz?!" Diye bağırdı öfkeyle.

Onu koruyan Allah'tı, ona kalkan olan duaydı. Küçücük taş sanki koca kaya olmuştu. Kurşunun çarpma seslerini duydukça sinirleniyordu kadın.

"Sıkıştık! Neredesiniz Mustafa?!"

Tekrar bağırdığında Mustafa grubunu koşturarak geç kalmamaya çalışıyordu.

"Az kaldı," Dedi ve kurşun seslerinden dolayı yüzünü buruşturdu.

"Geliyoruz, dayanın!"

Dolunay telsizi kapatıp askerlerine bağırdı, "Dayanın!" Diye ve kafasını çıkarabildiği kadarıyla kurşun sıkmaya devam etti.

Çok şükür ki şehit vermemişti ama iki yaralısı vardı, Mustafa gelene kadar bi dayanabilseler... Her şeyi iyi olacaktı, çok iyi.

Dolunay Can'a baktı, kafasını kaldıramıyordu.

"Ali nasıl?" Diye sordu ve gözleriyle Ali'yi aradı. Ali'nin bitiyordu askerliği, birkaç ayı kalmıştı.

Her zaman sessiz ve sakin bir adamdı, komutanlarını dinlerdi.

Dolunay derin bir soluk aldı, Ali'nin yanına gidip yarasına bakmalıydı.

Yağmur iyice bastırırken telsizden gelen uğursuz ses Dolunay'ın umudunu kırmıştı.

Mustafa, "Dolunay!" Diye bağırmıştı.

Dolunay telsiz düğmesine basıp, "neredesiniz?" Diye sordu sormasına lakin silah seslerini duyuyordu. Yüzü iyice düşerken Mustafa'nın cevabını bekledi.

"Biz size yakın bir bölgedeyiz, desteğe giden hainlerle karşılaştık. Biz burayı halledene kadar dayanın."

Dolunay derin bir soluk aldı, "Yaralı askerlerim var." Dedi ve Ali'ye baktı. Bu sırada Mustafa yoğun bir yaylım ateşinde kaldığı için cevap veremedi.

Ali'nin göğsündeki şerefli kanın yağmurla beraber toprağa karıştığını görünce yutkunup telsizi elinde sıkıca tutarak Ali'nin yanına doğru sürünmeye başladı.

Can'a, "Koru beni!" diye bağırdı ve hafif doğruldu. Silahını karşısına doğrulttu, Can'a bağırdı ve önüne kurşunları sıkarak yan tarafa doğru yan adımlar atmaya başladı. Bu sırada Can'da komutanına gelebilecek kurşunları engellemek için kurşunlarını karşıya gönderiyordu.

Bu tehlikeli bir ilerleyişti. Lakin Dolunay askerinin biraz daha kan kaybetmesini göze alamazdı.

Bu düşünce onu delirtiyordu... Temkinli bir şekilde koşarak Ali'nin yanına vardı, arkadaşları onu güvenli bir taşın arkasına gizlemişti.

"Ali," diye fısıldadı ve tampon için kamuflajını çıkarmaya başladı.

Ali gözlerini yağmura karşı kapatmıştı, sayıklıyordu.

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin