PAYİDÂR (FİNAL P.2)

13K 714 339
                                    

Su sesi duyuyordum. Şıp... Şıp... Şıp... Fısıltılar. Bir damlanın yere çarpmasına kadar geçen ufacık zamanda Poyraz'la konuşmalarımız kulağıma fısıldanıyordu.

"Baban arkanda dünyalar güçlüsü bir kız çocuğu bırakmış, onu her gün anan. Ben o kadar şanslı değilim be kızım. Benim tabutumun ardından koşan da tabutuma sarılan da olmayacak. Arkamda kimseyi bırakmak değil de niyetim, diğerlerini unutmayacak birileri olacak fakat benim öyle bir şansım olmayacak."

"Herkes ölecek teğmen! Herkes! Ölecek!"

"Sana, komutanın olduğunu hatırlatmam gerekiyor!"

"Burası cehennem, sen de cennet..."

"Sana dokunmak istiyorum."

"Uyan, geceler boyu sevişelim kadın. Uyan da sen de kendimi bulayım. Uyan ki yaram sızım sızım sızlamasın sevgilim."

"Senin kalbin benim evim."

"Hep beni saklayacaksın."
"Hep benim olacaksın."
"Benden başkasına aşık olamazsın."

"Güçlü ol dişi kurt."

Bu özgür bir veda. Yalvarırım, yalvarırım özgür ol bana.

Bu veda Ali'm...

"Sana mahsusum. Özgürlüğümü istersen aspanda bürküt olurum."

Bedenim zangır zangır titrerken adım sesleri artık çok daha yakından geliyordu. Soğuk bir elin koluma değdiğini hissettim, hemen ardından da alnımda hissettim o soğuk eli. Gözlerimi güçlükle açmak için kendime komut vermeyi reddetmiş, olanların rüya olmadığına kanaat getirmiştim.

Poyraz yok muydu?

Buna inanmak istemiyordum. Geleceğine söz vermemişti, gelemezsem kendine sahip ol demeye getirmişti lafı.

Peki şimdi ne olacaktı?

Ne ben kendime sahip olmuştum, ne de o gelmişti...

"Uyandığını biliyorum." dedi ses. Oldukça sakin bir sesti. "Gözlerini aç, lütfen."

Kirpiklerimi araladım. Karşımda doktor vardı. Beyaz önlüğü, steteskopu... Gözleri yeşildi, derin bir yeşillik vardı. Başörtüsü de yeşildi, belki bu nedenle gözleri çok dikkat çekiyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Pembe dudakları, beyaz dişlerini göstermek istercesine samimiyetle gerildi.

"Nasılsın?"

Sesi yumuşaktı.

Hafifçe doğrulmak için elimi hareket ettirdiğimde soğuk metali bileğimde hissettim. Beni kelepçelemişlerdi.

Burnumu çektim.

Doktora cevap vermek istemediğim için kafamı sola doğru çevirdim ve yaşların gözümden akmasına izin verdim.

Poyraz...

Onun gülüşü, çocuk gözleri aklımdan hiç çıkmayacaktı. Hiç.

Gittiği için ona kızamıyordum, kalsın diye her şeyi yapardım.

Canım... Canımdan öte Ali'm. Ölüm neymiş, nasıl gelirmiş tecrübe ettim.

Son kez yüzüne bakmak istesem, o tabloyu nasıl karalamaya kıydılar... Nasıl?

BORDO HAREKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin