(Dolunay Gökgöz)
Kararmış hava yere karlarını serpiştirirken Poyraz'ın sıkıca tuttuğum elini bıraktım, kantine doğru yürürken avucuma giren soğuklukla tekrar elini tutma dürtümü yenmeye çalıştım.
"Pasta keselim isterdim." dedim yüzüne manalı bir bakış atarken.
Güldü, Ocak 25 doğduğu gündü. Daha çok öldüğünü düşündüğüne inanıyordum. Öyle garipti ki.
Elimi koca elinin arasına aldı, bedenime tatlı bir sıcaklık yayılırken dudaklarımı birbirine bastırdım ve kısık bir sesle konuştum. "Karakolda olmaz."
Yüzüne bakmamıştım, onu reddetme durumu hoşuma gitmemişti. Elimi daha sıkı tuttu, kantin kapısının önündeydik. Yutkundum ve sıcak kahvelerini seçmeye çalıştım. Lakin yüzüne vuran lamba yalnızca mükemmel dudaklarını aydınlatıyor gibiydi. Ya da onu öpme isteği dikkatimi dağıtıyordu. Bunu anlamak onu anlamak kadar zordu.
"Karım olduğunda bu masum münasebetten kaçınmayacaksın." dedi oldukça yumuşak bir sesle. Elimi elinden çekerken güzel yüzünde gördüğüm samimiyete inandım.
"Karakolda bu resmiyet hep olmalı komutanım." dedim ve kantin kapısını elimle ittim. O sırada hiç olmayacak bir şey oldu, fısıltısı kalbimde yankılandı sanki.
"Yarın benimle evlenir misin?"
Bedenim amansız bir heyecanı misafir ederken ayağa kalkan askerlere gülümsedim, deli gibi istiyordum onunla evlenmek. Beni rahatlatma konusunda fazla iyiydi, ona her an olabileceğini söyleyecektim.
Poyraz onlara rahat demiş ve yerini almıştı, ben de yanında yerimi aldım. Önüne konulan çay bardağına taze limonu bir çırpıda bırakan Dadaş'a, "Eyvallah." dedi ve Sivaslının heyecanla sazını tutuşuna baktı.
"Hayırdır?" dedi oldukça normal bir sesle.
Ben de ne olduğunu anlamaya çalışırken Sivaslı konuştu.
"Komutanım, doğum gününüz kutlu olsun. Bugün sizin için toplandık, hepimizin adına çalacağım."
Poyraz gülümserken ona hayran hayran baktım, hemen yarın nasıl evlenecektik ki biz?
"Eyvallah aslanlar." dedi Poyraz gururla.
Sivaslı karşılık olarak sazını tıngırdattı, nefesini kocaman aldı.
"Yaylalar içinde Erzurum Yayla, aman aman!
Şehirler içinde Konya'dır Konya
Nezif'i vurdular şen olsun dünya"
Bu türküyü hiç bilmiyordum, Poyraz'ın yüzünü incelerken onun hoşlandığını anladım.
"Ana düştüm ben bir ormana
Yol belli değil iz belli değil
Beni vuran dostum aney
Düşmanım değil düşmanım değil"
Poyraz'a doğru yaklaştım, türküye öylesine kendisini kaptırmıştı ki gülmeden edemedim. Kısık bir sesle, "Yarın seninle evlenirim." dedim ve bir an da bana bakmasına neden oldum, Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve bu kez türküye eşlik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BORDO HAREKAT
ActionKızıltepe Karakolu... Ömrünü vatanına adamış, canı pahasına bayrağını dalgalandırmaya yemin etmiş komutan... Poyraz Ali Demirbaş. O pes etmez, pes ettirir! O katil değil, kahraman! O Türk Askeri! Ve onun kurak toprağına dökülen birkaç damla deniz u...