O.10

3.1K 276 209
                                    

(Harry'nin anlatımıyla)

Matematik dersindeyim. Yine.

Nefret ederek büyüdüm. Bana o şeyi unutturan tek şeyden nefret ederek büyüdüm.

Ve şimdi o-zonklama geri döndü. Ama arka tarafta oturuyorum ve Travis ise ön tarafta... En azından, bu durumu daha da kötüleştiremezdi.

Onu ve küçük çetesini izledim. Konuşuyorlar, gülüşüyorlar ve arkadaşça birbirlerini dürtüyorlardı.

Bazen ben de böyle arkadaşlarım olsun istiyordum.

Bazen ben de herhangi bir şekilde-arkadaşım olsun istiyordum.

Louis'e sahibim.

Ama onu arkadaş olarak saymıyorum.

'Çok tatlı biri olduğu halde dokunulamayacak kadar hassas olan penisim yüzünden benim olamayacak insanlar' kategorisine koyuyorum onu.

Yani bir arkadaş mı? Hayır. Pek sanmıyorum.

Ben sadece, abur cubur yiyip, saçma How I Met Your Mother'ın tekrar bölümlerini izleyebileceğim birini istiyorum. Benimle, sevdiğim, sevmediğim ve az sevdiğim kişiler hakkında konuşacak birini istiyorum. Basit şeyler istiyorum yani.

Düşüncelerim bölündüğünde dersimiz de bitmişti. Sınıftan çıktım ve kalabalığa karıştım. Birilerine tosladım, biraz çarpıştım. Her şeye rağmen, dolabıma tek parça halde ulaştım.

Metale yapıştırılmış bir sarı post-it kağıdı gördüm. Louis'den olduğunu anladığım an kıkırdadım.

Ah bu çocuk....daha da garipleşebilir mi?

'Hiyaa Bambi! Saat 5'de benimle McDonalds'da buluş? Ayrıca yatıya kalma konusunda ne düşünürsün? :) -Louis.x'

Koridor tamamen boşalmış olmasına rağmen, son cümleyi okuduğumda kızarmıştım.

Yatıya kalmak?

Ah. Hayır, hayır, hayır.

...

Evet, evet, evet?

Kahretsin.

Kağıdı kırıştırıp, cebime soktum. Böylece günün sonunda bir seçim yapmamı hatırlatmak amaçlı orada olacaktı.

Yatıya kalmak = düşkün olduğum biriyle uyumak

ya da 

Yatıya kalmak = nefret ettiğim biriyle uyumak -baş harfi: ben-

Eve giderken seçeneklerimi düşündüm. Daha yeni yağmur yağmıştı ve su birikintileri parlak suyla doluydu. Birinin üstüne bastım. Üstüne düşen yansımama baktım.

Neden böyleyim?

Dışarıdan çok normal görünüyorum.

Ama içten tamamen bitmiş haldeyim.

Nefesimi verdim ve kaldırımdaki çatlaklara basarak yürümeye devam ettim. Evime geldim, annem beni bir paket cipsle karşıladı.

''Aç değilim, anne.'' okuldan bir çocukla McDonalds'a gideceğimi söyleyene kadar şok içinde bana baktı.

İlk olarak, annem gey olduğumu bilmiyor ve ben bunu mümkün olduğu yere kadar gizlemeyi düşünüyorum. O yüzden böyle devam...

''Tamam ama senin için iyi bir şeyler ye. Double cheese burger değil mesela.''

Nefes aldım ve bir gülücükle kafamı salladım. Aslında çoktan tam da onun yeme dediği şeyi yemeyi planlamıştım.

Sonrasında, ödevimi yaptım--bitirdiğimde saat dört buçuk olmuştu. Üstümdekilerle gidecektim çünkü özel bir şeyler giymemi gerektiren bir buluşma değildi.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin