O.31

1.6K 177 338
                                    

(Louis'nin anlatımıyla)

Bir haftadır okula gitmiyorum ve Harry ne aradı ne de mesaj attı.

Böyle sikik gibi davrandığına inanabiliyor musunuz? Bir kerecik bile aramaz mı insan?

Bugün, soktuğumun proje ödevinden zayıf not almayı tercih edeceğime karar verdim.

Ondan nefret ediyorum. Eleanor'dan da nefret ediyorum. Kendim dahil herkesten nefret ediyorum.

Aslında özellikle kendimden...

Kalbim şey gibi hissediyor--blenderın içine konup bir güzel karıştırılmış.

Şimdi ise beni ağlatan, bok gibi aşk filmleri izliyorum. İzliyoruz demeliyim çünkü Zayn taşınmadı ve ben de yeni bir yer daha bulamadım.

 Düşündüğümden daha sıcak birisi, gerçek anlamda sıcak. Kollarını belimin etrafını sağlamca sarıp beni sıkıştırıyor ve kırık parçalarımı bir arada tutuyor.

O tabii ki de Harry değil. Bu kadar hızlı Harry'nin yerini alamaz zaten, veya Harry içimdeki yerini bu kadar hızlı terk edemez.

''Dur,'' Acı dolu şekilde fısıldadım, Zayn'nin dudaklarını kulak mememe koyduğunu hissetmiştim.

Buna dayanamam. Zayn'le olmaz. Harry olmayan birisiyle olmaz.

''Neden bebeğim?'' Yavaşça sormuştu. Sert elleri nazikçe göğüs kafesime kaydı ve tehlikeli bir hızda meme ucuma yaklaşmıştı.

Ondan uzağa kaydım ve kumandayı kaptım. Filmi kapattım, arkamdan gelen kısa bir sızlanma duymuştum. Çünkü işler onun istediği gibi değildi. Kendi yolunu uygulamak istiyordu, Zayn. Konu sekse geldiğinde, bugüne kadar yeterince şımartılmıştı çünkü.

''Lou- hadi ama, gitme. Üzgünüm. Gerçekten.'' Yalvarmaya devam etti ama mutfağa kadar öfkesini de göndermişti. Arkamdan geldi, kalp kırıklığımı suya itecek bir biradan başka bir şey istemediğime dair homurdandım. 

Harry neden bana yazmıyordu? O karıyla bu kadar mı meşguldü?!

Kendimi çok zavallı hissediyorum. Kahretsin, onun kollarında olmak istiyorum sadece..

''Harry'le hala sevgiliymişsin gibi davranmaya devam mi ediyoruz Louis? Cidden mi?'' dedi Zayn. Buzdolabını açmak için uzandığımda, dolabı kabaca kapatmıştı. Sözleri bir yumruk şekline giriyordu. ''Neden bana savaşmak için şans vermiyorsun? Neden izin vermiyorsun seni sevmem--''

''Çünkü sen Harry değilsin, Zayn! Hayatımın aşkı değilsin sen! Kalbimin tamamına ve ruhuma onun gibi sahip değilsin çünkü!'' Resmen ızdırap içinde bağırıyordum, göğsümün içime doğru yıkıldığını hissediyordum. Zayn'nin suratı, halden anlayan bir duyguya girdiğini görene kadar ağladığımı fark etmemiştim bile. ''Şimdi lütfen, bana bir iyilik yap ve dolaşmaya falan çık git. Tamam mı?''

Buzdolabını tekrar açıp, hak ettim birayı çıkartmadan önce, bir süre daha önümdeki uzun, kara çocuğa baktım. 

İlk kez kelimesiz kalıyordu. Masaya oturmak için ilerlediğimde beni durdu. Büyük elini soğuk tenekeyi tutan elimin üstüne yerleştirdi.

Duraksadım ve devamında ne olabileceğini akıl edemiyordum. Evet, bana uzanıp, o günah dolu dudaklarını kulağımın arkasına bastıracağını da akıl edememiştim.

Çenem biraz gevşedi ve omurgam titredi. İnsanları bunun için nasıl kıvrandıracağını ve kızışmış bir kedi gibi nasıl yalvartacağını çok iyi bilmesi en kötü kısımdı..

Dürüst olmam gerekirse, mırlamaktan üç saniye kadar uzaktım.

Nefesimi verdim, ''Zayn,'' dedim. Boynumun üst tarafına hafifçe dil darbesi vurduğunda, nefesim sıkışmıştı. Beni böylesine kontrol etmesine izin vermemeliy--...sadece keyfini çıkartalım hadi.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin