O.15

2.9K 244 121
                                    

(Louis'in anlatımıyla)

Bunu söylemem lüzumsuz ama; park cezamı hiç mi hiç umursamıyorum.

O gece...

Harry'ye tekrar aşık olmamı sağladı.

Şu an olduğumdan daha çok aşık oldum.

Sadece onu istemiyorum.

Onun her zerresini istiyorum.

 Onu düşünmeden duramıyorum.

Kahkahası, gülüşü, gamzeleri, dişleri, kıvırcıkları.

Zihnim, Harry'nin canlandırdığım fotoğrafları yüzünden karmakarışık oldu.

Çok uzun süre öpüştüğümüz zamanlarda dudaklarının kızarışı ve kanaması; ağladığında uzun kirpiklerinin ıslanışı; mağazada beğendiği bir şey gördüğü zaman tırnaklarını kemirişi...

Ona, gördüğü şeyi her zaman alırım.

Sırf gülümseyişini görmek için...

Gelecek hafta sonu, okuldan sonra geç bir saatte evlerine gittiğimde olaylar karışmaya başladı.

Özel meşguliyetlerimizden dolayı o gün röportaj yapmayı unutmuştuk.

Harry'nin büyük annesi vefat etmişti ve bu onun için, üstesinden gelmesi zor bir durumdu.

Onu kederli görmekten nefret ediyorum--neredeyse, okuldakilerin onunla dalga geçmesi kadar nefret ediyorum.

Onlardan birisi bir gün, bebeğime gerçek anlamda dokunmaya kalktığında, o şerefsizi yere yatırıp yumrukladıktan sonra, ağzında tek bir tane sağlam diş bırakma noktasına çok yaklaşmıştım. 

Onun özel bölgelerine dokunmuştu, bilirsiniz.

Sırf kendi iğrenç memnuniyeti için Harry'yi cezbetmeye çalışmıştı.

Amık salağı, ben daha bir şey bile yapmadan, dizlerinin üzerine çöküp yalvarmıştı bana. 

Gitmesine izin verdim, kendini kutsanmış varsaymasını söyledim.

----

O, kucağıma kıvrılıp kafasını göğsüme yaslarken, ben de saçlarına elimi koydum ve başını okşadım.

Annesi şu anda uyuyordu, bu yüzden eve gizlice girmek zorunda kalmıştım. -Harry'nin iyiliği için.-

Annelerimiz bizi kabul etmez diye düşünmüyorduk aslında.

Sadece, bu konu açılacak kadar önemli değildi.

''Pekala bi' tanem,'' diyerek başladım. Söyleyeceklerini telefonumun ses bölümüne kaydedecek iken, nefes verdi ve boynuma sarıldı.

''Hastalığının farkına vardığın günü anlatabilir misin? Nasıl hissetmiştin? Günü, detaylarıyla birlikte tanımla.''

Tişörtümün yakasıyla dikkatle ilgilendikten sonra bana baktı, ''Garip hissetmiştim.''

''Umutsuz ve...tiksinç hissetmiştim. Ve belki biraz da intihara meyilli...'' dedi ve aşağıya baktı. Bunu söyledikten sonra, gözlerimle buluşmaktan korktu.

Önemli olan tek şey, artık can vermek istemeyişi idi.

Daha sık güldüğünü görmeye başlamıştım.

Bu, düşüncemi destekler nitelikte, değil mi?

Alnından öperek ve sırtını severek onu teşvik ettim.

Devam etti. ''Teşhis konulmadan birkaç hafta öncesiydi, uyandım-gece üç gibiydi....çok acı vericiydi...sikimin kopup düştüğünü sandım...''

İkimizde güldük. Gözlerimin yanlarında kırışıklıklar oluştu. Böyle olmasından hiç hoşlanmıyordum ama Harry buna bayıldığını söylüyor, hep.

Onu bazen anlayamıyorum.

''Doktora gittiğimde bana, ilerlemiş olduğunu söyledi. Nedenini bilemiyorlarmış. Belki genetiktir? Bilmiyorlar.'' dedikten sonra suratını astı. 

''Eğer hasta olmasaydın, ne yapardın sence?'' sessizce sordum.

''Seninle olmazdım..'' Kafasını kaldırmış, gözlerimin içine bakıyordu.

Siktir.

Ben de ona baktım ve o, daha da derinlere daldı.

''Yalnız olurdum. Ve bunu biliyorum çünkü normalken bile yalnızdım.'' dedi ve dudaklarımız birbirlerinden milim uzaklıktaydı.

Mıknatıs gibiyiz. Ortada bariz bir arzu var, birbirimize dokunmak için çok yakınız-ama yeteri kadar değil.

''Seninle tanışmazdım. Sana aşık olmazdım. Ne yapacağımı mı bilmek istiyorsun Lou?'' Başımı içgüdüsel olarak salladım.

''Hiçbir şey.''

-------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-------------------------------

-E.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin