O.24

2.1K 217 272
                                    

(Harry'nin anlatımıyla)

Bu hafta, sevgilimi baştan çıkarma çalışmalarıyla ve yavru köpek gözleriyle geçen bir hafta oldu. İnanılmaz derecede zonklayan bölümümden bahsetmiyorum.

Fakat Louis yerinden hareket bile etmedi.

Bana blow job bile vermedi. Tanrı aşkına!

Benim ona blow job vermeme bile izin vermedi!!?!?!

Ve bu aktivitenin onun favorisi olduğunu biliyorum. Özellikle onun toplarını emd--Yani,şey,um..Konumuza dönelim.

Ahh. Bütün cinsel tansiyon beynimde dönüp duruyor.

Oysa onun bütün yaptığı: Boktan oluşmuş bir beyni olan ev arkadaşıyla vakit geçirmek. Bunları söylemenin ne kadar nefret dolu ve kaba olduğunu biliyorum, inanın bana bunları söylediğim için kötü hissediyorum.

Ama aşırı kötü hissetmiyorum, anladığınız üzere.

Louis'in yazdığı mesajlar gittikçe kısalıyor, tıpkı telefon konuşmaları gibi. Fakat bu sadece bir haftadır böyle... Yani endişelenmemem gerekiyor?

Hayııır.

Hiç de endişelenmiyorum. Birazcık bile endişelenmiyorum. Bir saniyecik bile endişelenmiyorum.

Harry'nin dilinde bunun anlamı ''Siktiğimin endişesini sikeyim ay çok endişeliyim!!''

Evde oturuyorum. Şarkı dinliyorum ve Louis'in mesajıma hala cevap atmadığını fark ediyorum.

Onu okulda gördüm, birbirimize dokunamadık ve bu, içimde duvarlara tırmanma isteği oluşturdu. Annem hala delirmiş durumda fakat eski, normal hayatıma dönmeme izin verdi. Yine de bu, sırf ben eşcinselim diye beni reddetmek istemediği anlamına gelmiyor. 

Ayrıca, yolun karşısındaki evde oturan kız da sinirlerimi bozmaya başladı. Annem, bana ondandan bahsettiğinden beri kıçımın dibinden ayrılmıyor.

Aslında şey...Bir kız tarafından yakışıklı bulunmak gururumu okşadı.

Her halükarda posta kutumuza aşk mektupları atmayı kesmesi gerekiyor.

"Sen çok farklısın!!!! Hapşırken bile orgazm olman beni o kadar etkiliyor ki Harry!!!!"

Yorum yok, arkadaşlar...

Beni suçlayabilir misiniz? Sadece Louis, bana böyle şeyleri söylemeye izinli.

TABİ ANCAK TUŞLU CİHAZINA BAKMAK AKLINA GELİRSE BÖYLE ŞEYLERİ SÖYLEYEBİLİR.

Buradan bebeğime sesleniyorum: Telefonlar bunun için vardır, bebeğim. Cevap yazmak için..

Ahhhh.

Kendi kendime konuşuyorum.

Muhtemelen Zayn ile birliktedir. Yiyişiyorlar, evlatlık ediniyorlar, hayallerindeki havuzlu evi alıyorlardır.

Sikeyim böyle işi.

Onun hakkında endişelenmekten nefret ediyorum. Neler yaptıklarına bakmak için evine hemen damlayabilirim yaniii-- sonuçta evi sadece bir iki blok ötede. Yol boyunca hızlı yürüyüş ve sürtünme yüzünden 6 defa gelsem bile yine de gideceğim işte.

Cevap yazmayalı 5 saat oldu ve biz neredeyse günün her anı mesajlaşırdık.. Endişelenmemek için nedenin yok diyemezsini--

Hey ;)

Vaaay Louis, tam zamanında. Minik sikici, seni. Evet, bir defa daha söyleyebilirim, hayatımda hiç bu kadar sinirli olmadığımı.

Ama onu cidden çok seviyorum ben.. Bu kadar endişelenmem ve korkmam sırf bunun yüzünden.

Hey.

Diyerek cevapladım ve telefonum tekrar titreyene kadar birkaç dakika odamda volta attım. Telefonum titrediği anda onun üstüne atladım.

...Sorun nedir?

Cidden mi. Sorun nedir mi. Bu mesajından yola çıkarak söyleyebilirim ki, Louis bazen cidden beyinsiz olabiliyor.

Neden gidip, Bay Saat'e sormuyorsun? Siktiğimin 5 saati oldu, bebeğim. Hadi ama.. :/

Ohh

Ne demek 'Ohh'? Sadece bunu mu yazıyorsun?

Zaynle mi birlikteydin?

Evvet :-)

Biliyordum. Pek şaşırmadım.

Oraya gelmek istiyorum.

Cevabı bekledim ve daha çok bekledim.

Ta ki cevap gelmeyişinin üstünden bir buçuk saat geçene ve gözlerim yaşla dolana kadar.

İyi. Sonuçta Zayn, benim gibi sık sık boşalmıyor, güzel bir erkek, sigara içiyor, ot sarıyor, albenisi olan bir artist..

Ve bu beni ne yapar?

Arabanın çarpışıyla ölen bir Bambi mi?

Telefonumu kaptım. Burnumu çektim ve neden onu aramak istediğimi merak ettim. Neden bu kadar kafama taktığımı merek ettim. Bu, 'bunun olmayacağını biliyordum.' gibi değildi. Bu, 'kalbimin bu kadar darbe alabileceğini bilmiyorum.' gibi de değildi.

Buna inanmak istemiyordum.

Şimdi ise burada oturmuş, bu benim yeni dinimmiş gibi inanmaya başlamıştım.

Hiçbir şey bu kadar acıtmamıştı.

Gelemezsin

Yanımda duran telefonumu aldım ve mesajı tekrar tekrar okudum. Gözlerim, yeni oluşan yaşlarımın kalın tabakasıyla tekrar cilalandı.

Ne zamandan beri evine gelemiyorum? Ne zaman?

Zayn'den beri. Zamanı bu işte.

İyi.

Diyerek cevapladım ve ekrana göz yaşım yerleşene kadar kaşlarımı çattım. Gelemezsin kelimesinin üstüne sıçradı ve üstündeki su yüzünden daha büyük göründü.

Gelemezsin kelimesi şimdi daha netti.

Ben sevilemem.

Ben Louis'i mutlu edemem.

Ve bozulan hiçbir şeyi düzeltemem.

Zaten Bambi ve Thumper gerçek olamayacak kadar güzeldi. Belki Thumper ve Flower, bunun üstesinden gelebilir.

Nasıl bütün bu olayı hastalıklı bir Disney filmine bağlayabildim?

Bu adamakıllı bir soru bile değil.

Gelecek üç saat boyunca daha çok zayıf hissettim. Yatağımın arasına sokuldum. Alt tarafım, içimde biriktirdiğim stres ve üzüntü yüzünden çok acımaya başladı. Louis'e hızlıca bir mesaj yazıp, gönderdim. Cevap vermesi için tanrıya içtenlikle yalvardım.

Seni seviyorum.

Fakat sözlerim, kendileri için bir yanıt bulamadı.

Gecenin 2.44'ü asla bu kadar yalnız hissettirmemişti.

-------------------------oy vermeyi unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-------------------------
oy vermeyi unutmayın..
ha bir de reklam yapacağımı hiç düşünmezdim (kdmfjfllalcğ) fakat cookie boy adlı hikayeme bakabilirsiniz. aşırı fluff ve beğeneceğinize adddım gibi eminim. Öpüyorum.
-E.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin