O.30

1.6K 185 309
                                    

(Harry'nin anlatımıyla)

Louis birkaç gündür garip mi davranıyor yoksa bana mı öyle geliyor?

Ne yaptım ki?

Eleanor'la takılmak istediğimde, Lou çok savunmacı davranıyor. Ama cidden sakinleşmesi gerek. Önceden hiç arkadaşım olmadı, tamam mı? Hiçbiri, Eleanor'la yapabildiğim şeyleri yapabileceğim bir arkadaşlık değildi.

Ayrıca, beni diğer arkadaşı Niall'la da tanıştırdı. İyi birisine benziyor. -3 tane Subway sandviçi yedikten sonra Chewbacca'nın* sesiyle geğirdiğini saymazsak..-

Evet, Niall'la birlikteyken krizlerden birini geçirdiğimde de tuhaf bir ortam oluyor. Sanki ben bir yemekmişim gibi bana bakıyor, neredeyse ağzı sulanıyor.

Eleanor, onun hetero olduğunu söyledi ama...ugh bilmiyorum. Beninle şakalaşıyor ve laf atıp duruyor. Özellikle Eleanor için çamaşır alışverişine çıktığımız zamanlarda...

"Bunun içinde harika görünürdün.." dedimişti, fırfırlı pembe bir çamaşırı parmaklarında tutarken.

Evvet. Ne yalan söyleyeyim, bu beni birazcık korkutmuştu.

Devamında da, çamaşırı benim için satın alıp, ben farkında değilken ceketimin cebine sıkıştırdığını da söylemiş miydim?

Şey, artık söylemiş oldum.

Ürkütücü, değil mi...

Annemler haftasonu planı olarak uzaklaştıkları için koca ev bana ait. Ve Louis'nin bu akşam bize gelmesi de iyi olacak.

Bir süredir mesajlarını boşluyorum... Geç cevaplar, geç aramalar... Umarım onu sevdiğimi biliyordur...

Tabii ki de bilerek böyle davranmıyorum ama Eleanor sürekli hareket halinde. Yerinde durmuyor.

Alışveriş, spor, dışarıda yemek, sonra tekrar alışveriş..

Zengin hayatının bu kadar zor olduğunu hiç sanmazdım. Yani sürekli bir yerlerde olmak, günlük rutininde olan bir şeylerden ayrı düşürüyor insanı.

Özellikler ilişkilerden...

Louis.

Gelmesini bekleyemiyorum. İçimde bir kurt var sanki, kıpır kıpır. Koltuğun kolundaki parmaklarımı sırasıyla oynatıp duruyorum.

İlişkimizdeki bu tıkanıklıkla ilgili bir şey yapılmalı... Sebebi ben miyim yoksa Eleanor mu?

Muhtemelen Eleanor. Çünkü şunu kabul edelim: Louis hiçbir zaman onun hayranı olmadı. Ama benim de kendi arkadaşlarım olmasına karşı çıkamaz. Bu mevkide olmak isteyen bir tek o var zaten.

Şey, Niall da var tabii ama o biraz korkunç. Anladınız?

Karşısındaki kişiyi eleştirip, onunla arkadaş olmak istemeyecek birisi olacağımı hiç tahmin etmezdim. Genelde hep tam tersi olurdu, ben istenmezdim.

Hayat, garip.

"Bebeğim? Kapı kilitli.." Kapının yanındaki pencereye tıklatmıştı. Louis gelmişti. Kafamı çevirdim ve kocaman bir gülümseme yanaklarıma baskın yaptı.

"Bir saniye," diyerek seslendim. Ceketimi giydim çünkü dışarısı insanı üşütüyordu.

Kapı açıp Louis'yi gördüğümde, yanaklarından burnunun ucuna kadar kızarmıştı. Ağzından gri dumanlar çıkarken, şişkin montonun içinde gözleri hariç yok olmuştu.

Çok tatlıydı. Yasa dışı bir şey bu.

"Hey," dedi nefesini vererek. İçeri geçmesi için kenara çekildim.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin