O.28

1.9K 172 153
                                    

(Harry'nin anlatımıyla)

"Eleanor?" Birden ağzımdan çıktı ve havada süzüldü. Eleanor ve annem mutfak masamızda oturmuş sıradan bir şekilde sohbet ediyordu.

Aslında sadece eve gelmeyi ve Louis'ye taşınma fikrini düşünmeyi istemiştim. Evlenmeyi... Aile kurmayı... Sonsuza kadar mutlu yaşam--

"Harry!" Kapıyı arkamdan kapatmamla birlikte neredeyse çığlık atmıştı. Kızarmış yanaklarıyla arkasını döndü ve utanarak el salladı.

Tanrım bana yardım et, sanırım ağzıma kusmuk tadı geldi..

"Saat akşamın dokuz buçuğu olmuş, siz hala ne yapıy--"

Eleanor'un ayağa kalktığı ve konuşmamı engellediği andı. Annem de onu taklit ederek ayağa kalktı.

Eleanor'un güzel görünmek için çok çabaladığını söyleyebilirim. Saçlarını kıvırcık yapmış. Gözlerine dumanlı makyaj yapıp, iki gözüne de aynı boyutta mükemmel eyelinerlar çekmiş.

Gerçekten gururum okşandı.. Ama bunlarla benim kadınlardan hoşlanmamı sağlayamazsınız.

Bence o da bunu anladı. Birazcık üzüldüm onun adına. Çünkü ulaşamadığın bir şey için kıvranıp durmak berbattır tabii.

"İkiniz için film gecesi ayarlamıştık ama acele etsen iyi olur, film onda başlıyor."

Aman ne harika.

"Ama anne--"

Sanırım itiraz bile edemezdim, yani annem kazanır. Zaten hep öyle değil midir? Hep anne babalar kazanır.

Eleanor'un arabası var, ailesi milyoner olduğundan beri... Gümüş renkli bir Volvo. Şimdiden titreşim bölümünden korkmaya başladım.

Bugün içinde üç defa orgazm oldum. Bir tanesini daha kaldıracağımı sanmıyorum. İsa aşkına, sadece uyumak istiyorum ben...

"Hadi Hazz! Eğlenceli olacak."

Yemin ederim, şimdiye kadar elim hiç bu kadar sıkı tutulmamıştı. Beni arabaya doğru yönlendirirken, neredeyse omzumda bir oyuk açacaktı.

"Bana öyle deme. Ben senin için Harry'yim, tamam mı. Öyle deme."

Belki biraz sert olmuştur ama umrumda değil. Bütün bunların beni çileden çıkardığını biliyor, yine de bunlarla mutlu geçiniyordu.

Bu, midemi bulandırıyor. Hiçbir şey Louis'ye karşı hislerimi değiştiremeyecek.

Sadece onu düşünmek bile mideme bir sürü düğüm attırtıyor ve hız trenine gönderiyor; kelebekleri, göğüsüme kadar, havai fişek gibi patlatıyor.

Bütün bunların bir taşa kazındığını söylemek de sorun yok fakat Eleanor bu anı bozuyor. Aslında daha çok annem bozuyor. Neyse, ikisi de diyelim.

"Üzgünüm, ben sadece, şey diye düşünmüştüm.." Arabaya yerleştiğimizde, konuşmaya başladı. Yerleşmek, olabildiği kadar..

Arabayı çalıştırdığında midem zor duruma girdi. O, geri geri çıkarak ana yola girdiğinde ben de daha zor duruma girdim.

Hissetmeye başladığım zonklamadan başka şeylere odaklanmaya çalışırken, arabada sessizlik vardı -radyoda çalan pop şarkı dışında.-

Zonk zonk zonk...

Hıçkırarak ağlamak istiyorum.

Hık hık hık...

Beynime sıkıştı kaldı bu ritim.

You Put The O in DisOrder// larrystylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin