(Louis'nin anlatımıyla)Doktor, sabah haberlerini vermek için odaya girdiğinde, Harry ve ben sarmaş dolaş öpüşüyorduk.
Öpüşmeyi kesmek zorunda kaldık. Harry'yle birlikte gönülsüzce doktoru dinledik ve arada sırada birbirimize destek vermek için yumuşak bakışlar attık.
Harry, yarından itibaren bir bakım evine yerleştirilecek. Hastanedeki görevliler Harry'nin bütün eşyalarını da onun yanına, Anna Philbrook Merkezi'ne gönderecekler.
''S-sanki akıl hastanesi gibi yani?'' diye sordu doktoruna Harry ve sesi titriyordu.
Bence ''özel'' hastane'nin anlamını anlamış bulunmakta.
Fakat hala bu duruma üzülmemesini umuyorum. Gözlerinde görebiliyorum, korkuyor.
Elini avucuma alıyorum ve ilgi veriyorum.
''Evet. Senin iyileşme sürecin için yararlı olacağını düşündük, Harry. Birçok şey yaşadın,'' dedi doktor. Sempatikçe gülümsedi ve Harry'nin belge kağıtlarını ona uzattı.
Onaylar şekilde gülümsedim ve Harry'nin elini daha sıkı tuttum. ''Ziyaretçi alıyorlar mı peki? Onu görebilir miyim bu süre boyunca?''
Doktor basitçe gülümsedi ve başını salladı. Üstümde hiçbir kısıtlama olmayacağı için memnunum. Bambi'mi görmeye ihtiyacım var, ne kadar mümkünse onu o kadar görmeliyim.
''Bu güzelmiş,'' dedi ve bana baktı Harry, yosun gözleri dolmaya başlamıştı. Onu öpmek istiyorum. Onu öyle bir öpmek istiyorum ki... Ama doktor bey hala burada ve karşısında bunu yaparsak biraz kaba olabilir.
Doktor gittiği zaman, farklı şeyler düşünürüz.
''Her gün?'' diyerek mırıldadı Harry. Omzuma umutsuzca tutunuyordu. ''Sana her gün ihtiyacım var, anlamıyorsun,'' çenesini öpmeye başladığımda bunları söyledi. Akan birkaç göz yaşını dudağımda hissetmiştim.
''Her gün, yemin ederim, söz veriyorum,'' dedim. Harry'e sözlerimle ne kadar ciddi olduğumu göstermek istemiyorum dersem yalan olurdu.
Onu terleterek, çığlık attırarak, inleterek de ne kadar ciddi olduğumu göstermek istiyorum. Ciddi anlamda durduramıyorum kendimi. Onu şimdi her zamankinden daha fazla istiyorum.
Ama hastanedeyiz...
"Lou-" derken sesi bayağı boğuk çıkıyordu. Kolumu o kadar sıkı sıkıyordu ki, morarıklık oluşacağını sanıyorum.
Ah Tanrım, buna nasıl hayır diyebilirim?
"Bambi, yapamam..yapamayız.." Derin bir nefes verdim. Kıvırcıklarını parmaklarımla geriye doğru taradım ve alnını minicik öptüverdim.
Tam da bu sırada odasındaki tuvaleti gösterip, gözlerini kocaman açarak bana bakmıştı.
"Bambi..." Kafamı iki yana salladım, "Hayır."
"Lütfen? Her şeyi yaparım Lou. Neden sana hızlı bir blowjob veremiyorum kii?" Şimdi ise fısıldıyordu. Parmakları fermuarıma ulaştığında, elini yakaladım.
"Daha biraz önce sana ne dedim ben, Harry?" Şey. Tamam. Beklediğimden daha sinirli bir şekilde duyulmuştu sanırım, çünkü şimdi benden başka bir yere bakıyordu. Yanaklarında da kırmızı utangaçlık tozları vardı.
"Bebeğim üzgünüm. Dinle beni. Ben..." dedim. Harry'nin gözlerinin yine dolduğunu gördüğümde yerlerde sürükleniyor gibi hissettim. Aklımı kaçırmamı falan istiyor???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Put The O in DisOrder// larrystylinson
FanfictionHarry, genital bir hastalığa sahip ve Louis, proje ödevi için onunla röportaj yapmak zorunda. Bambi!Harry story/all rights belongs to louuuology cover by protruding™ #1 at #larry -Haziran/2018-