Kız bana yürüyecek herhalde. Sevgilin var mı falan...
"Yok," dedim.
Sevgilim yok.
Bir tane sözlüm vardı ama onun da başkasıyla kaçmasına yardımcı olmuştum en son.
"Tamam mı devam mı?" diye sordu Hakan unuttuğumuz tabu kartlarını göstererek. "Devam devam, son tur zaten," diye atıldı Kaan hemen.
"Emin misiniz?" diye sordum ben kuşkuyla. Bu ortamdan hiç hoşlanmamıştım. Sosyofobik eğilimlerimin baş gösterdiğini hissettim. Hepinizden nefret ediyorum ben aslında. "Korktun mu yoksa?"
Kaşlarımı kaldırıp meydan okurcasına baktım ona. "Ben?" Elimle kendimi gösterdim. "Ben korkacağım."
İnanamıyormuş gibi kafamı salladım. "O zaman devam. Çünkü kazanmam gereken bir zafer var," dedim kendimden emin bir şekilde. Yani kendimden emin bir şekilde dediysem sadece ses tonumu kast ederek.
Üç iken altı kişi oldular iyi mi.
"Kaan, düdüğü bana ver, oradan nasıl göreceksin kartları." Mert elini uzattı düdüğü almak için. "Yok valla vermem, intikam alacağım." "Kaan kartları görebileceğine emin misin?" "Kesinlikle."
"Boşuna tartışmayın gençler, o düdük ötmeyecek," dedim çok cool bir şekilde.
Rezil olmasak bari.
Ciğerlerime bolca oksijen çektim ve korkunun ecele faydası yok felsefesine dayanarak kartları çevirdim.
İT - KÖPEK - KÜFÜR - KOVALAMAK - ISIRMAK - TASMA.
"Şu anınca çomağı hazırladığımız..." "It." "Al işte daha ilk saniyeden. Kız işi biliyor abi. Taktiğe bak."
'Üstün zekâm' demek isterdim ama zamana karşı yarışınca bir saniye bile harcayamadım.
ŞİMŞEK - ÇAKMASI - GÖK GÜRÜLTÜSÜ - BULUT - IŞIK - YAĞMUR.
Güzel. Çok güzel.
"Hani şu öfkelendiğinde gözlerinden çıkan." Birkaç saniye düşünüşünü izledim. Hadi bay mükemmel. Sen bilirsin...
"Şimşek." Üzerinde bile durmadan sıradaki karta geçtim.
TEHLİKE - UYARI - İKAZ - ALARM - YASAK - ÖLÜM.
"Adrenalin," dedim, "Heyecan," dedi. "Aşırıya kaç," diye ısrar ettim aklıma başka bir açıklama gelmeyince.
"Ne yapayım?" Ses tonu göz devirmeme neden oldu. "O kadar aşırıya gerek yoktu," diye söylenmeden edemedim. "Paraşüt," diye ekledim sonra. Ve cevap. "Tehlike."
KIRBAÇ - KOVBOY - AT ARABASI - FANTAZİ - DERİ - İŞKENCE.
"Yuh bu ne be." Ben bunu nasıl anlatayım? Kaan'a baktım kötü kötü sanki kartı araya o katmış gibi. Ardından, "Pas," diyerek kartı ona fırlattım. "Pas mı dedi o? Valla pas dedi. Bir puan gitti biliyorsun değil mi?" diye coşkulanırken Kaan ben zamana karşı yarışmanın verdiği mecburiyetle sıradaki karta geçmiştim bile. Attığım kartı yakalayınca güldüğünü duydum. Kız arkadaşıyla bir şeyler mırıldandılar.
ÇALMAK - ARAKLAMAK - HIRSIZ - EV - İZİN - POLİS.
Yok artık.
Biri zaferime çok fena nazar etti. Buna pas diyemezdim artık. Mecburen anlatacaktım. Ve mecburen en kolay yoldan. "Akü," dedim ona. "Hırsız." Yüzümü buruşturmadan edemedim.
Sağ ol ya bay mükemmel.
"Ne yapar?" "Hırsızlık."
Hadi canım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arıza tespit
RomantizmGümüş rengindeki gözleri beni ilgiyle süzerken, "Neden tamircilik?" diye bir soru yöneltti. Birkaç saniye ölçercesine beklentili bakışlarına karşılık verdikten sonra, "Seni zerre ilgilendirmez," dedim sadece. Zaten benden daha iyi bir cevap beklem...