"Bekle sen beni burada. İkimiz içinde bir şeyler alıp geliyorum hemen."
Karşımdaki boş banka doğru ilerlerken arkamdan bana seslenen Ece'ye bir şey demek yerine tamam anlamında kafamı salladım. Ece hızla yanımdan ayrılıp kantine doğru giderken bende banka oturmuştum.
Gecenin bilmem kaçında yatmam yüzünden şu an son derece uykusuzdum. Bilirsiniz gençler öğrenci kuralları iki: okula gitmekten daha kötü bir şey daha varsa oda uykusuz şekilde okula gitmektir!
Oflayarak masaya kafamı koyduğumda göz kapaklarım kapanmak için direniyordu resmen. Ece gelene kadar birazcık dinlensem sanırım sorun olmazdı. Kafamı kollarımın arasına koyup uyuduğumda ne zaman geldiğini bilmediğim Ece sayesinde uyandırıldım.
"Kızım kime diyorum kaldırsana şu koca kafanı ya!"
Uykumun bölünmesinden dolayı homurdanarak "bir uyutmadınız ya! Al kalktım oldu mu?" dedim sinirle doğrulurken.
Elindeki tepsilerden bana aldığını önüme iterken kendisi de karşıma oturdu. Tavuklu pilav, çorba, salata, ve en sevdiğim muhallebili tatlıdan almıştı! Of mükemmellerdi! Sanırım bunlarla evlenebilirdim.
Ben yemeklere ağzımdan salya akıtarak bakarken "çok güzel oldu!" dedi Ece, ardından eliyle önümdeki yemeği işaret etti. "Şimdi ikiletme de şunları ye!"
İsteksiz isteksiz kaşığı elime aldım.
"Canım bir şey istemiyor, iştahım yok dedikçe inadına yapıyorsun demi?" dedim, kaşığa dolu dolu pilavdan alıp ağzıma götürürken. Ardından çatala et batırıp onu da dolu ağzıma tıkıştırdım.
Biraz fazla zorlamıştım ama sorun yoktu, yerdim.
Ece iğrenir gibi bana baktı. "Allah'tan iştahın yok, olsa dünyayı yersin herhalde!"
Onu umursamayıp omuz silktim. Onca yemek heba mı olsundu şimdi yani? Kesinlikle hayır! Bu yüzden ağzımdakileri güç bela yuttuktan sonra diğerlerinden tıkıştırmaya devam ettim. Bu seferde çorbadan koca bir yudum aldım. Ardından salatadan ve tekrar pilavdan aldığımda ağzım artık kapanmak için direniyordu resmen.
"Biraz yavaş ol itin kızı! Boğulup öleceksin şimdi!" dedi Ece, ayranında içmeden hemen önce.
"Yok bana bir şey olmaz merak etme." dedim, vişne suyumdan bir yudum almadan önce.
"İyi geber o zaman."
Ece'yi umursamadan yemeğe devam ettim. Yine ağzıma koca kaşık dolusu pilav alıp et tıkıştırırken masanın üzerindeki telefonumun titreşmesi ile üzülerek ara verip homurdanarak telefonu elime aldım. En sevmediği şeylerden birisiydi yemeğimin bölünmesi.
Kimdi şimdi bu beni yemeğimden eden şahıs?
Bir elimde kaşık ağzıma salata sıkıştırmaya çalışırken, diğer elimle telefona gelen mesajı açtım. Üstelik kayıtlı olmayan birisinden gelmişti mesaj.
Kimdi şimdi bu?
Aceleyle mesaja girdim. Ve okumamla da ağzımdakileri Ece'ye püskürmem bir oldu.
0545 *** ** ** : Madem engelledin
0545 *** ** ** : Bende yeni bir hat alırım o zaman
0545 *** ** ** : Selam :)
Yok artık!
Biri bunun şaka olduğunu söyleyebilir miydi bana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*
Roman pour AdolescentsMavi Aksoy, arkadaşına atacağı 'Beni Ara' çağrısını yanlışlıkla hiç bilmediği bir kişiye gönderir ve aşka kapılarını aralar. • Ege Adamı : Tek gerçeğim sensin, Mavi. Ege Adamı : Ve benim senden vazgeçmeye hiç niyetim yok. ▪ NOT : Tamamen eğlence am...