2.8

105K 5.8K 2.3K
                                    

Şelam ben geldimm

Söz verdiğim gibi ;)










Kırk dakika... Ve on soru...

Her soruya dört dakika desek... Hepsi biter.

Ben bir soruya on dakika uğraşsam.

On sorudan dört tanesini tam çözebilsem toplamda kırk puanı alırdım. Güzel.

Kırk puanı garantiye aldık, geriye kaldı on puan.

Diğer sorulara da birkaç kitaptan ezberlediğim alakasız formülleri yazsam oradan da bir-iki puan alsam... Evet, elli puan gelsindi bakalım.

Bu düşünce ile sırıtarak kafamı kaldırıp öğfetmenler masasının orada ayakta dikilmiş duran Aysu hocaya kaçamak bakış attım. Umut dolu gözlerle sınıfı gözetlemekle uğraşan Aysu hocaya bakarken bir an göz göze geldiğimizde sanki ne demek istediğimi anlamış olmalı ki kaşlarını havaya kaldırıp 'hayır' dercesine kafasını salladı ve önümdeki boş duran kağıdı gözleri ile işaret edip kısa 'boş boş durma kağıdı doldur' demişti.

Evet, anlaşıldığı üzere yine her şekilde sınırı geçemiyordum. Lanet olsundu sana fizik! Lanet olsundu! Sal artık beni!

Tüm hayallerimin yıkılmasıyla oflayarak geri önüme döndüğümde sadece adımı soyadımı yazdığım geleceğimden daha parlak duran kağıda ağlayarak baktım. Anlaşılmıştı. Mavi kızım, her şekilde yine kalacaktın. En iyisimi boş boş durma da bir-iki şey karalayıp puan al bari!

Elim kenardaki kaleme gittiğinde tekrar oflayıp maalesef testi çözmeye başladım. Tabi buna ne kadar çözmek denirse. Gece Ece ile ne çalıştıysak, aklıma ne geldiyse onları kağıda döşemekle meşguldum sadece. Bunlar da iş görmezse bitmiştim ben, dostlarım. Elveda deyin Mavi'ciğinize!

Nihayet kırk dakikanın bittiğini bildiren zil sesini işitmemle derin bir nefes alıp elimdeki kalemi sertçe masaya bıraktım ve kağıdı aldığım gibi Aysu hocanın yanına gittim.

Aysu hoca diğer öğrencilerden aldığı kağıtları teker teker dizerken elimdeki kağıdı uzattım. Aynı zamanda, "hocam ne zaman müsaitsiniz? Ne zaman geleyim yanınıza acaba?"

Sorumla Aysu hocanın bakışları beni buldu. Ne demek istediğimi pek iyi anlamıştı. Şirince gülümsedim. Benim aksime o derince nefeslenirken gözlerini de devirmeyi unutmamıştı tabi.

"Yine mi Mavi?"

Elimdeki kağıdı alıp diğerlerinin arasına koydu.

"Ama hocam ne yapabilirim ben? Gavura sorar gibi---şey, yani çok zor sormuşsunuz!"

"Yapan nasıl yapıyor o zaman Mavi'ciğim?"

Aysu hocanın sorusu ile bir an duraksadım. Evet, kesinlikle sorun tam anlamıyla bendeydi! Kabul ediyordum!

"Boşverin hocam onları. Siz beni geçirin yeter! Kaç alacağımı ne yazık ki tahmin edebiliyorum, sadece bir puancık? Lütfen!"

Ellerimi sihirli annemdeki periler gibi önümde birleştirip sevimli olduğunu düşündüğüm şekilde gülümsedim. Ne yazık ki Aysu hoca öyle değildi.

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin