Kısa bir aradan sonra merhaba!
Arayı fazla açmadan geleyim dedim ;)İyi okumalar
Çok öpt<3
Egemen ile bizimkilere yakalanmamızın üzerinden tam tamına iki gün geçmişti! Koskacaman iki gün! Çocukların -özellikle Ece ve Can başta olmak üzere- bizim sevgili olmamızla başlayan soruları ise bu iki gün içerisinde beni bunaltacak raddeye getirmişti! Cidden her konuşma bir şekilde bize geliyor ve soruların, dalgaların hedefi ben oluyordum! Neyse ki bu durum fazla uzamamış ve kısa kesilmişti.
Yavaş yavaş bu duruma alıştığımızda ise her zamanki halimize geri dönmüştük. Okul, ev ve çalışmalarla geçen rutin zamanların ardından ise bu monotonluğa daha fazla dayanamamış ve sonunda iflas bayrağını çekmiştik. Poyraz'ın ortaya attığı fikirle de hep beraber topanmış ve bir kafeye gitmiştik. Şu an ise önümüzde tatlılar, arka fonda şarkılar eşliğinde tatlı tatlı sohbet ediyorduk.
Çatala aldığım küçük bir dilim pastayı ağzıma atarken yandan Egemen'e bakış attım. Hemen karşısında oturan Poyraz ile hararetli şekilde sohbete dalmıştı. Yüzlerinde hakim olan gülümsemeye bakılacak olunursa ikisi arasındaki keyiflerin yerinde olduğu aşikardı. Onların bu haline tebessüm ettim. Bu geçen zamanların en sevdiğim yanı ise bu olmuştu işte! Egemen gün geçtikçe çocuklar için daha da iyi bir yere sahip oluyordu.
Özellikle, sanki ilk zamanlar aralarında elektrik sorunu olmamış gibi, Poyraz ile baya bildiğiniz can ciğer olmuşlardı. Sanırım bizim bu üçlünün baş başa muhabbeti iyi sonuçlanmıştı. Yani işin aslı anlayacağınız artık Egemen de grubumuzun bir parçasıydı ve bu durum aşırı mutlu ediyordu beni!
"Hadi lan yenmişmiş! Alakası yok!" diye çıkışan Can'ın sayesinde onları izlerken daldığımı fark edip silkelenip kendime geldim. "Bir kere son maç da ayağımı sakatladım yoksa alırdım boyunun ölçüsünü de olmadı işte!"
Can'ın kendi kendini haklı çıkarma girişimine istemsiz güldüm. Konu ne ara basketbol maçına gelmişti bilmiyordum ama şu an bu üçlünün tek odak noktaları buydu. Can ile Poyraz geçenlerde yaptıkları maçın sonuçlarını tartışırken Egemen ise sessizleşmiş gülerek onları izliyordu.
"Diğer maçlar için de bir bahanen var mı paşam?"
Poyraz'ın alaylı söylenmesine karşı Can göz devirdi.
"Tabi oğlum! O zaman bizim grup iyi değildi! Daha maç başlamadan bir-sıfır öndeydi sizin takım!"
"Görüyor musun oğlum," Poyraz'ın bıkkın bakışları Egemen de durdu. "Hep böyle bu! Hep bir bahane! Bir kere de kabullen kaybettin lan!"
"Neyini kabullenecek mişim?"
Can'ın, Poyraz'a çıkışması ile gülümsemem genişledi. Önümdeki limonatadan bir yudum alırken pür dikkat onları izlemeyi kesmedim.
"Hem," dedi Can, keyifle. Bakışları Egemen'de durdu. "Artık Egemen de bizimle. İkimiz bir olup bitireceğiz sizi! Değil mi kardeşim?"
Can'ın cevap bekler bakışları Egemen'in yüzünde turladığında Poyraz alayla "hadi lan ordan!" diye söylendi. Can onu umursamayıp "birgün kapışalım da şunlara günlerini gösterelim ne dersin?" diye başka bir soruyu ortaya attığında Egemen kafasıyla onayladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*
Roman pour AdolescentsMavi Aksoy, arkadaşına atacağı 'Beni Ara' çağrısını yanlışlıkla hiç bilmediği bir kişiye gönderir ve aşka kapılarını aralar. • Ege Adamı : Tek gerçeğim sensin, Mavi. Ege Adamı : Ve benim senden vazgeçmeye hiç niyetim yok. ▪ NOT : Tamamen eğlence am...