1.7

125K 6.4K 2.2K
                                    

Selam ben geldiiiiim ❤

Nasılsınız bakalım?

Nasıl geçiyor günler?

Bana sorarsanız hem güzel hem de yorucuydu ama şükür bu haftayı da atlattık artık raad olabiliriz ehheh :)

Bu arada geçen bölüm bir gün belirleyelim demiştim bunun için birkaç fikir çıktı. Gözden kaçırdığım yoksa eğer çoğunluk cumartesi günü ya da cuma gününden yana. Açıkcası ben de öyle düşünüyordum. Fark ettim ki haftaiçi zaman ayırıp yazmam biraz zor olacak ihgdiugsjhbef bu yüzden bölüm günümüzü Cumartesi yapalım mı?

Neyse kısa keseyim çok konuştum

İyi okumalar, yorum yapmayı unutmayın<3

Öpt<3

Ege Adamı ile o günkü konuşmalarımızın üzerinden neredeyse iki gün geçmiş, hatta birkaç saat sonra üçüncü güne merhaba diyecektik. Yazdıklarından sonra ne yazmam konusunda kararsız kalmıştım ve bu yüzden görüldü atmıştım ona. Ece'ye de hala bir şey demediğimden dolayı bana yol gösterecek birisi de yoktu. Kısacası ne yapmam gerektiği konusunda karasız bir vaziyette duruyordum anlayacağınız.

Nefesimi dışarıya üfleyip izlemekte olduğum ama dikkatimi bir türlü veremediğim diziyi duraklatıp kenara koyduğum telefonumu elime aldım. Dizi izleyeceğim için sessize aldığım ve ters koyduğumdan dolayı duymamış olmalıyım ki bildirim ışığı odanın içerisinde parıldıyordu.

Bir an heycanlandım ve Ege Adamı'ndan gelmiş olabileceğini düşünerek aceleyle ekranı açtım. Ama bildirimlere bakmamla sosyal medya hesaplarından geldiğini görüp  gözlerimi devirmem bir oldu. Etiket, takip istediği ve birkaç mesaj... Gelen bildirimlere kısaca göz atıp uygulamadan çıkış yaptım direkt.

Geri diziye dönmeyi düşünürken gözüme çarpan Whatsapp'ın yeşil logosu ile vazgeçip artık son iki gündür rutinim haline gelen şeyi yapıp uygulamaya girdim. Herhangi bir bildirim dahi yoktu. Sınıf grubundan bile... Issız çöl gibi dımdızlaktı anlayacağınız. Yalnızlığımı siz düşünün artık, dostlarım!

Yine de gözüme ilk çarpan ilk kişi tabiki de Ege Adamı olmuştu. İki günü aşkın süredir konuşmadığımız için adı aşağılara kaymıştı tabi.

Bir an ona mesaj atma isteği ile doldum nedensizce. Ve itiraf etmeliyim ki onunla konuşmaya alışmıştım ve bu iki gündür konuşmadığımız için aşırı sıkılmıştım. Lanet olası bir bağlılığı vardı, dostlarım! Berbattı! Ama yine de bir ses mesaj atmamı engelliyordu. İkilemde kalmıştım. Birkaç saniye duraklasamda yavaşça isminin üzerine tıkladım ve bana attığı son mesaj gözlerimin önünde durdu.

Tek gerçeğim sensin Mavi.

Ve benim senden vazgeçmeye hiç niyetim yok.

Zihnim cümleleri okumamla yine saçma salak düşüncelere yelken açarken dur düğmesine basarak daha yol kat edemeden attım düşünceleri. Yoksa işin içinden çıkamazdım.

Hah! Benden hoşlanmakmış! Yok canım daha nelerdi artık! Saçmalama, Mavi!

Hafif silkelenip kendimi toparladığımda gözlerim bu sefer isminin altındaki yazıyı gördü. Görmem ile de gizli bir heycanın bedenimi alıp götürmesi bir oldu. Çünkü çevrimiçi yazısı vardı. Yani aktifti.

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin