sweet smell and temperature

8.6K 447 327
                                    

Eve girer girmez tam bir saat boyunca yarın nasıl olmam gerektiğini hesaplamış, defalarca kez kombin denemeleri yapmıştım. Abartıyor olabilirim. Fakat onunla çıkacaktık! Bu bir randevu sayılırdı ve ona güzel görünmek için sabaha kadar hiç bıkmadan çabayalabilirdim.

En sonunda bir etek ve üzerine de askılı giymeye karar vererek pijamalarımı üzerime geçirmiş, doğruca yatağıma uzanmıştım. Uyumam gerekiyordu. Ama o kadar mutlu ve heyecanlıydım ki durmaksızın yarın akşam için aklımda türlü senaryolar kurmuş ve olası sohbetlerimizde hangi kelimeleri kullanmam gerektiğini düşünmüştüm. Hayır, abartmıyorum. Bu abartmak sayılmaz.

Hala uyuyamadığımda durumu Mercedes ve Elsa' ya anlattım. Çıldırdılar. Tam anlamıyla olan buydu ve iki saat boyunca neler yapmam ya da yapmaman gerektiğini bana anlattılar. İnsanın en yakın arkadaşlarının olması güzel bir durumdu.

Sonraki gün vaktin hızlı geçmesi için tüm günümü film izleyerek harcadım. Saat akşam altı olduğunda ise dün gece seçtiğim kıyafetleri üzerime geçirdim ve hafif bir makyaj yaptım, saçlarımı doğal halinde bırakmayı tercih ettim. Her şeyin sonunda güzel göründüğüme inanıyordum.

Bir saat kadar evin içinde öylesine dolaştıktan sonra saat tam sekizde sokağa çıktım. Zayn sekizde geleceğini söylemişti fakat tam on beş dakikanın sonunda sokağın başında görünmüştü. Sorun değil. Belki trafik vardır.

Sokağın başında hızını arttırarak birkaç saniye içinde önümde durduğunda yüzümü bir tebessüm kapladı ve kapıyı açarak içeri girdim. Yine siyahlar içindeydi. Siyah gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmasının yanında gözlerindeki güneş gözlüğü onu öyle ateşli gösteriyordu ki ileri uzanıp yanağına uzun bir öpücük bıraktım.

"Nasılsın?" diye sormuştum neşeyle.

"İyi."

Gözlüklerden gözlerini göremesem de beni incelediğini hissettim. Ardından önüne döndü ve sürmeye devam etti. Fazla hızlı sürüyordu. Birçok kez kaza yapacağımızı bile düşünmüştüm fakat o hızlı ama iyi olan sürücülerden birisiydi. Tüm yol boyunca arabayı nefes almak kadar kolay bir şeymiş gibi kullanmıştı.

Bradford' un büyük alışveriş merkezindeki otoparka arabasını park ettiğinde aynı anda arabadan çıktık ve güneş gözlüğünü havalı bir şekilde çıkararak arabanın içine fırlattı. Ardından birkaç metre yürüdükten sonra alışveriş merkezine açılan kapıdan içeri girdik.

Beni tanımıyormuş gibi ellerini ceplerine sokmuş bir halde yürümesi sinir bozucu olduğunda ben de sinir bozucu olmaya karar vererek dibine kadar yaklaştım ve koluna girdim. Hiçbir şey söylememişti.

"Gideceğimiz filmin adı ne?"

"SkyScraper."

"Dwayne Johnson' un filmi mi?"

Başını onaylar anlamda salladı. Üçüncü kata kadar sessizliğimiz sürdü. Yanımızdan geçen her on kadından dokuzunun ona bakması ise Zayn' in sessiz kalması kadar sinir bozucu bir durumdu. Normal bir erkek bundan hoşlanırdı değil mi? Fakat tüm bu bakışların farkında olan Zayn ise bunu bile umursamıyordu. Onu bir kenara sıkıştırıp taciz etseler susacak gibiydi tanrı aşkına.

Üçüncü kat tamamen sinema ve yemek bölümüne aitti. Gişeden biletleri alırken çantamı açmak için hareketlenmiştim fakat Zayn çoktan ödemeyi yaparak biletleri almış ve belimin arkasından tutarak beni salonlara doğru yönlendirmişti. Para konusunu konuşmayı sevmezdim. Bu yüzden konuyu orada hiç açmadım.

Filmin olduğu salona girer girmez görevli genç çocuk biletimize bakmış ve bize yerimize kadar eşlik etmişti. Ona kibarca teşekkür ettikten sonra koltuğuma çöktüm. Koltuğumuz ikili koltuk olduğu için Zayn de hemen yanıma oturdu ve bana bakmadan kabaca "Mısır ister miydin?" diye sordu.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin