wants to send a message

5.7K 406 246
                                    

Parmak uçlarını kirpiklerimin üzerinde hissettiğimde gözlerimi kırpıştırmış ve bunu yapmam elini yüzümden çekmesine neden olmuştu. Yine de sıcak ama hırıltılı nefesini yüzümde hissedebiliyordum. İşte böyle günleri severdim çünkü uyandığım her zaman yanımda olmuyordu.

Normal bir günde gözlerimi açar açmaz üzerine atlardım fakat bugün normal bir gün değildi. Dün akşam olanların verdiği öfkem hala geçmiş sayılmaz. Arkadaşıma küfür etmiş ve onun canını yakmıştı. Bunu bildiğimden gözlerimi açtığımda hiçbir şey yapmadım.

Bir şeyler söylememi bekledi. Ancak suskunluğum uzadıkça yüzünde değişimler oldu. Aslında yüzü bugün tuhaftı. Hasta gibi görünüyor. Burnu ve gözleri kızarmış, bakışları yorgundu.

"Günaydın demeyecek misin?" diye mırıldandı.

"Günaydın."

"Günaydın."

Gülmemeliyim. Gülmemeliyim! Ama onun yüzüne baktıkça... Hayır, Mercedes' i hatırla. Ona küfür etti ve canını yaktı. Dün gece getirdiği hamburgerleri yedikten sonra önüne uzanıp bana sarılmasına izin vermem onu tam olarak affettiğim anlamına gelmiyordu.

"Ne oluyor?" Ses tonunu yükseltti ve böylece hastalığı andıran o hırıltılı sesini daha rahat bir şekilde duydum.

"Ne olduğunu biliyorsun."

Gülmemeli ve ciddi olmalıyım.

"Bilmiyorum. Dün gece halletmedik mi?"

İki hamburgerle bu işi bitirebileceğini mi sandın?

"Mercedes' ten bahsediyorum."

Gözlerini anlamsızca çevrede gezdirdi. "Yani?"

"Ona ne yaptığını hatırlamıyor musun?"

"Hayır."

Bıkkın bir iç çektim. "Ona küfür ettin ve masayı ittirdiğinde canını yaktın."

Biraz olsun umursamadığını gözlerine bakan herkes anlayabilirdi. "Olabilir."

"Benim de canımı yaktın?"

"Özür dilerim. İsteyerek olmadı."

"Ondan da özür dile."

Gözlerini devirerek sırtını yatağa bıraktığında bakışlarını tavana dikmişti. "Boşversene. O da umursamıyordur."

"Ben umursuyorum. En yakın arkadaşıma öyle davranamazsın. Özür dilemek çok zor bir şey değil."

"Evet, az önce senden diledim."

Gözlerimi devirerek oturur pozisyona geçtiğimde ona döndüm ve bağdaş kurdum. Tavandaki boş bakışlarını bana çevirmişti.

"Neden bu kadar umursamazsın?"

"Gereksiz şeyleri umursamıyorum."

"Sen istedin. Bunu senin için yapacağım."

Komadinin üzerindeki telefonumu alarak Mercedes' i aradığımda "Boşuna arama. Konuşmayacağım." demişti kaba bir sesle.

"Konuşmazsan ben de seninle konuşmam."

"O benden daha mı değerli?"

Buna cevap veremez, ikisinin arasında asla ayrım yapamazdım.

"O benim en yakın arkadaşım. Ona-"

"Ne var?" dedi telefonun diğer tarafındaki Mercedes.

"N'aber?"

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin