go home

6.8K 434 248
                                    

Hazel' dan sonraki günlerde hayatımdaki her şey neredeyse yolundaydı. Hayatımın Zayn olduğunu düşünürsek... İyiydik yani. Mutluyduk. Eskisi kadar kaba değildi. Eskiden bazı konularda kalbimi kıracak kadar kaba cevaplar verirken şimdi ise o bazı konularda susarak beni kırmamayı seçiyordu.

Bence bu onun için büyük bir gelişme.

Televizyondaki bir basketbol maçını izlerken başımı onun bacağına yaslamış bir şekilde koltukta uzanıyor ve telefonumdan tesadüf bir şekilde önüme düşmüş olan bale videosunu izliyordum. Zarif kuğuların hızlı dönüşlerini izlemek ilkokuldaki bale kurslarımı hatırlatmıştı bana. Bu macera beş ay sürse de -doğrusunu söylemek gerekirse sebebi beceriksizliğim ve ayağımı sakatlamamdı- bir şeyler öğrenebilmiştim.

Yanağımda gezinen parmakların sahibine baktım. Donuk bakışlarını televizyondan ayırmadan maça odaklanmıştı.

"Maçtan sıkılmış gibisin?"

Sadece ilgiye ihtiyacım var.

"Hayır."

"Ama sıkıldın. Ve şimdi sana bir gösteri yapacağım. Beni izleyeceksin."

Hala bana bakmaması beni daha da hırslandırdığında telefonumu bir kenara atarak ayağa fırladım ve televizyonun önüne geçtim.

"Çekil."

"Gösterimi izlemeni istiyorum!" Televizyonu aniden kapattığımda hiçbir şey söylemedi ve sert gözleri ile üzerimdeki bakışlarını sürdürdü.

"Eskiden bale yaptığımı biliyorsun. Başarılıydım. Öyle diyorlardı."

Sessizliği devam ettiğinde halıdan parkeye geçtim ve hatırladığım kadarıyla bir hareketi yapmayı denedim. İkinci saniyede dengemi kaybedip neredeyse düşecektim ki son anda kendimi toparladım.

"İncineceksin. Kes şun-"

"Hayır! Sus ve izle."

Etrafımda hızla dönmeye başladım. İşte yapabiliyorum gerizekalı. Çok da beceriksiz değilim!

"Görüyor musun? Görüyor musun Zayn?!"

Aptaldım.

Saniyeler sonra kendimi yerde bulduğumda burkulan ayağımın verdiği acı inlememe neden oldu. Ayağımı tutup ağlamamak için kendimi sıkarken yanıma gelip bana yardım edeceğini düşünmüştüm. Gelmedi. Hatta ona baktığımda bu durumdan eğleniyor gibi görünüyordu.

Ve gözlerimin içine bakarak kahkaha atmaya başladığında yüzüme hücum eden kan gözyaşlarımı akıttı.

"Yardım etmeyecek misin?" dedim haykırarak.

Kahkahaları son bulduğunda yanındaki kumanda ile tekrar maçı açmıştı.

"Düştüğünde kendin kalk."

Kalkmak yerine yere uzandığımda sırtımı ona doğru dönüp bacaklarımı kendime çektim. Beni onun kaldırmasını istiyordum. Birkaç dakika sonra bunu yapar sandım fakat maç bitene kadar sesini bile çıkarmamıştı.

Düştüğünde kendin kalk.

En sonunda kendim kalkmıştım. Ona bakmadan yukarı çıkıp işedim ve ardından kendimi yatağın içinde buldum. Yorganıma sarılarak uyumayı beklerken kısa bir süre sonra odaya girdiğini duymuştum. Yanımdaki komodinin üzerinde olan abajurun ışığını açtı ve yatağın kenarına oturdu.

"Gitmem gerekiyor." dedi elini yanağımın üzerine yerleştirerek.

"Neden?"

"Louis' le buluşacağım."

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin