marry me

7K 413 288
                                    

New York gördüğüm en güzel şehirdi. Kuzenlerimle birlikte eğlenceli vakitler geçiriyordum fakat hiçbir zaman tam olarak mutlu değildim. Zayn' den beş gündür bu kadar uzakta olmak canımı çok sıkıyordu.

Orada olmadığım için tüm günlerini dövme yaparak geçirdiğini söylemişti. Bu sebeple gün içinde sık mesajlaşamıyor sadece akşamları telefonda konuşuyorduk. Daha doğrusu ben konuşuyordum. Ben arıyordum. Ya da ilk ben mesaj atıyordum.

Kuzenim Hailey, bugün de o seninle ilgilensin dediğinde ona onay vererek sabahtan şu ana dek onu ne aramış ne de mesaj atmıştım. Ve bugünkü mutsuzluğumun en büyük nedeni de Zayn' in benimle iletişim kurmak için hiçbir şey yapmamasıydı.

Sabah Hailey, nişanlısı ve nişanlısının kız kardeşi ile birlikte dışarıda kahvaltı yapmış, Central Park' ta vakit geçirmiştik. Dört gün sonra düğünleri olacağı için epey heyecanlıydılar. Ben de her geçen günden sonra Bradford' a dönme sürem kısaldığı için heyecanlıydım.

Akşam olduğunda ise annemle birlikte yemeğe çıkmıştık. Onunla vakit geçirmek hala tuhaf geliyor. Ve daha da tuhafı onun da Zayn gibi olmasıydı. Neredeyse hiç konuşmuyorduk. Sanırım bunun sebebi de ne konuşacağımızı bilmememizdi. Annemin sessizliği beni daha da üzdü. Hangi kız, annesiyle bizim gibiydi ki? Yeni tanışan ve ortamda yalnız kalmış iki insandan farkımız yoktu.

Yemekten hemen sonra teyzemin evine geri dönmüştük zaten. Kendimi kaldığım odaya kapatmış ve öfkeden sessizce ağlamaya başlamıştım. Bu huyumdan gerçekten nefret ediyorum. 

Birkaç dakika sonra telefonum çaldı. Ekranda onun adını görmek daha çok ağlamama neden olduğunda doğrularak gözyaşlarımı silmeye ve ağlamayı kesmeye çalıştım.

"Evet?"

Bir süre sessiz kaldı. "Ağlıyor musun?"

"Merak mı ettin Zayn?"

"Evet."

"Ağlıyorum. Ne yapacaksın?"

"Ne oluyor?"

Burnumu çekerek tekrar başımı yastığın üzerine bıraktım. "Hiçbir şey olmuyor." Sorun da bu zaten.

"Niye ağlıyorsun?"

"Annem."

Ve sen.

"Tartışınız mı?"

Hayret. İlgiliymiş rolü yapabiliyor en azından.

"Hayır. O da senin gibi. Hiç konuşmuyoruz."

Yine sessiz kaldı.

"Skype' den konuşalım mı?"

"Tamam." dedim yine burnumu çekip. "Hailey' nin bilgisayarını alabilirim."

"Bekliyorum."

Telefonu kapatıp ayağa kalktım ve gözyaşlarımı temizledikten sonra odadan çıkıp Hailey' nin odasına gittim. Odasına izinsiz girdiğimde nişanlısına uygunsuz bir fotoğraf yollarken yakalamıştım onu.

"Winter! Siktir kapıyı çalsana!"

Kapıyı kapatırken göğüslerini yastığı ile gizledi.

"Dizüstü bilgisayarını alabilir miyim?"

"Evet."

Çalışma masasının üzerindeki bilgisayarı kucakladım. Odadan çıkmadan önce son kez ona baktığımda "Selam söyle." demiş ve ardından kendi odama geri dönmüştüm.

Bilgisayarı açıp Skype hesabıma girene kadar yaklaşık beş dakika geçti ve sonunda karşımdaki ekranda onun yüzü belirdi. Yatağında oturuyordu. Bilgisayar ekranından ve yanındaki abajurdan gelen ışık ile aydınlanan yüzü yorgun gibiydi.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin