anniversary in the hospital room

6.7K 423 359
                                    

Zamanın geçmesiyle birlikte ısınan havalar beni de ısıtıyordu. Fakat kalbimi ısıtan neden sadece bu değildi. Durmaksızın yüzümde bir tebessümün oluşmasını sağlayan şey yarın onunla ilk yıldönümümüzü yaşayacak olmamızdı.

Koca bir yılı devirmiştik ve bu hala inanılır gibi değil. Üstelik bunu Zayn gibi garip bir insanla başarmıştık. Doğrusu ilk günlerdeki halinden bu yana epey gelişim göstermişti elbette, inkar edemem. Sabırlı olursam duygularını bana hazır hissettiği anda açıyor, sohbet ediyor, itiraflarda bulunuyor, benim için her zaman çabalıyor ve en önemlisi de çoğu zaman gülümsüyordu. Onu yeni tanıdığım zamanlar ilk kez seks yapmadan önce bir kahkaha atmıştı. O tatlı kahkahasını hala unutamıyordum ve benim için hep özel olarak kalacaktı.

Yarın yıldönümümüz olduğunu hatırlıyor mu emin değilim. Unutmuş olması da umrumda değildi zaten. Küçük detayları genelde hatırlayamadığını biliyordum.

Kızlarla son bir düşünce paylaşımı yapmak için Cheer' a doğru yürüyordum. Aklımı meşgul eden fikirler yüzünden sürekli gülümserken karşı kaldırımda kalan Cheer' a geçecektim. Fakat tam o sırada bir şey dikkatimi çekti. Yanımdaki süs ve hediyelik eşyalar satan bir dükkanın dışına asılmış metal düzlemde magnetler vardı. Magnetlerden birisi minik, dikdörtgen bir çerçeve şeklindeydi. Beyaz bir taştan oyulmuş magnetin alt düzleminde 'New York' u Seviyorum' yazısı yazıyordu ve o an bu magnet beni kalbimden vurmuştu. İçine fotoğrafımızı koyabilir, sonra bunu onun buzdolabına asabilirdim. Böylece her an New York' u sevdiğimizi görecekti.

Magneti alıp neşeyle dükkanın içine girdim ve ödemesini yaptıktan sonra dışarı çıktım. Kızlara ne aldığımı göstermek için magnetin sıkıca elimde tutarken karşıya geçmek için hazırlanıyordum fakat dikkatsizdim. Heyecandan aklım karışmış ve ne olduğunu anlayamayacağım kadar kısa bir sürede her şey olmuştu. Hatırladığım son şey bedenimin tamamında hissettiğim büyük bir acı oldu. O acı, gözlerimi yeniden açtığımda da benimleydi.

Kuru boğazımdan bir hırıltı yükseldi. Hala neler olduğunu anlayamaz ve görüşüm netleşemezken çevremde toplanan insanların çıkardığı gürültü gözlerimi tekrar kapayıp yüzümü buruşturmama neden oldu. Nefes almak hiç bu kadar acı verici olmamıştı. Göğsüm yanıyor ve bunun verdiği ateş boğazımı adeta kavuruyordu.

"Bir şey söyle Winter!" diye bir uğultu geldi uzaklardan.

"Doktoru çağıracağım."

"Çok rahatsız görünür. Ne yapmalıyız?"

Sadece susun lanet olsun.

Gözlerimi tekrar açtığımda tepemde dikilen Elsa' nın yüzünü net bir şekilde gördüm. Ağlamaktan şişip kızarmış gözlerinden durmaksızın yaşlar boşalıyordu. Onun hemen yanında olan Mercedes ise her ne kadar ciddi görünse de suratı korkuyla çarpılmıştı. Aynı şekilde Liam ve Harry de beni izliyor, iyi olup olmadığımı soruyorlardı. Neler olduğunu gözlerimi bedenime çevirince gördüm. Bacağım, kolum ve diğer elimin serçe parmağı alçıya alınmıştı. Çıplak kollarım çürükler ve kesikler içindeydi. İnce pikenin altındaki vücudumun tamamında yaralar olduğuna emindim çünkü her yanım sızlıyordu.

Su istediğimi söylemek istedim. Ama konuşmak, nefes almaktan çok daha zordu. Derdimi anlatamadan odaya iki kişi daha girmişti zaten. Beni kontrol ettiler, anlayamadığım şeyler yaptılar. Konuşulan sesler hala birer uğultudan ibaretken tüm bunların hiçbirini istemiyordum. Gözlerimi kapayıp kendimi tekrar acı uykuya bıraktım.

Ama bu da fazla uzun sürmemişti. Boktan hastane odasını tekrar görmek midemi bulandırdı. Acıyı hala hissetsem de önceki uğultulu sesler şimdi yerini belirginliğe bırakmıştı.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin