first thoughts

7.2K 399 196
                                    

Gök gürültüsünün sesi irkilerek uyanmama neden olurken çok kısa bir süreliğine nerede olduğumu ya da neler olduğunu hatırlayamamıştım.

Karanlık odadaydım. O kadar karanlıktı ki sokak lambaları bile yanmıyor, sadece arada şimşekten yayılan ışık odaya doluyordu.

Sonra neler olduğunu hatırlamıştım. Jamie' nin bana yaptıkları ve sonra Zayn' in beni buraya getirişini... Aynaya yumruğunu indirip beni burada yalnız bırakmıştı. Sonra buradaki koltuğa uzanmış ve onu beklerken yağmaya başlayan yağmurun sesi uyumamla sonuçlanmıştı.

Dünyayı titretmek ister gibi bir gürültü daha çıktığında ayağa kalkmış ve odadaki lambayı açmaya çalışmıştım. Elektriklerin kesildiğini beşinci denememde anlayabilince pes ederek mutfaktan gelen lezzetli kokuları takip ettim. Koridordaki yere yerleştirilmiş iki mum bana oldukça kolaylık sağlarken mutfağa girdiğimde ise dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. Duvar dipleri, kurulu masanın üzeri ve mutfak tezgahlarının üzerindeki mum ışıklarının arasında, bir tavada tavuk parçalarını kızartan Zayn, bir tablo kadar sanatsal ve büyülü görünüyordu. Mum ışığında parlayan çıplak sırtındaki dövmelerde gezdirdim bakışlarımı. Geniş omuzlarında, ıslak saçlarında... Sadece bir pantolon giyiyordu.

Masada iki tabak, bardaklar, çatallar ve özenle yapılmış bir salata vardı. Etrafı incelemeye devam ederken "Acıkmış olmalısın." demişti sakin bir sesle bana bakmadan.

Ona doğru yürüyüp yanında durduğumda önce elini görmüştüm. Aynanın kestiği eli öylesine bir bez parçası ile sarılıydı. Ve bunun yanında diğer elinin eklem bölgelerindeki kızarıklıklar da kolayca görülebiliyordu. Karnının sol tarafındaki bir bölgede kırmızı ve mor karışımı bir renk gördüm. Yüzüne baktığımda ise... Elmacık kemiğindeki çürüğün ortasında kabuk tutmuş bir yara vardı.

Gök gürledi.

Parmak uçlarımı yaraya değdirdiğimde tüm bedeni kasıldı fakat beni şaşırtarak geri çekilmedi.

"Neler oldu?"

Ocağı kapatarak spatulayı tavanın içinde bıraktı ve tüm bedeni ile bana döndü. Oradaki yara dışında yüzü iyi görünüyordu.

"Artık seni rahatsız etmeyecek."

"Ne yaptın?"

Cevap vermediğinde boştaki elim ile diğer yanağını da okşadım. "Bana hala öfkeli misin?"

"Hayır." dedi biraz şaşırarak. "Hiçbir şey yapmadın ki."

"Aynaya vurup bana öyle deyince-"

"Winter." dedi gözlerini kısıp başını iki yana sallayarak. Bacaklarımdan tutup beni zorlanmadan kaldırdı ve tezgaha oturttu. Böylece birbirimize daha yakındık. "Bir şeye vurmam lazımdı sadece. Her şeyi üzerine alınma."

"Gözlerime benden nefret eder gibi baktın."

Sitemime karşılık gözlerini devirmişti. "Nefret etmiyorum."

Yüzsüz ol ve fırsatı kullan Winter. Yüzsüz ol. Yüzsüzler kazanır.

Bacaklarımı beline, kollarımı omuzlarına sardım. "Yani beni seviyor musun?"

Yüzünü eğdi.

"Beni seviyor musun?" diye tekrar sorduğumda gözlerimin için baktı.

"Evet."

"Sevdiğini söyle."

Söylemedi.

Ama beni öpüşünden bunu iliklerime kadar hissettim. Nefessiz kalınca dudaklarımı yarasına doğru kaldırıp oraya da bir öpücük bıraktım, ardından yüzümü boynuna gömdüm. Sabun gibi koktuğuna göre duş almış olmalıydı.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin