feeling something real

6K 377 213
                                    

Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Onun sıcak ellerini titreyen parmaklarımla tutarken tamamen beyazların içindeydim. Hemen karşımdaki de Zayn' di. Giydiği siyah takım üzerine tam oturmuş ve şaşırtıcı bir şekilde saçlarını özenle yapmıştı.

Gelinlik giyiyorum amına koyayım. Dünyanın en mutlu insanıyım! Parmağımda mükemmel ötesi bir pırlanta ışıldıyor, sevdiğimiz insanlar etrafımızda, dolmuş gözlerle bizi izliyordu. Yanımızdaki rahip ise elindeki kitaptan klasik evlilik sözlerini okurken onun gözlerinin içine baktım. Yüzünde hiçbir ifade yok ama garipti ki, gözlerinde de hiçbir şey yoktu. Sanki ruhunu kaybetmiş, sadece vücudu bu dünyada kalmıştı.

Onun yüzünü bu halde görmek gülücüğümü soldurdu. Ve rahip sözlerini tekrar etmemizi istedi, istediğini yaptık.

Sözlerin en sonunda "Seni daima seveceğim." dedim.

Kuru dudaklarında ilk kez küçük bir gülücük oluştu. "Seni daima seveceğim."

O an, sol gözünden bir kan damlası çenesine doğru süzüldü. Neler olduğunu soracağım sırada irkilerek gözlerimi açtım. Bu anlamsız rüyayı düşünecekken duyduğum bir ses ile tüm dikkatim o sese yönelmişti. Bir vızırtı sesi. Ama dövme makinesinden daha farklı bir sesti bu.

Uykudan sonraki dalgınlıkla onu yanımda bulmayı bekliyordum fakat değildi. Anında endişelendim çünkü her şeyi yeniden hatırlamıştım. Dün telefon gelip annesinin öldüğünü öğrendiğinde öyle çok korktum ki, onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Kendini kaybetmiş bir şekilde kahkaha atarak aynı zamanda ağlarken ne yapacağımı bilemeyip ona sarıldığımda bir süre kollarımda ağlamayı sürdürmüş sonrasında birden kesilmişti. Hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktığında dolaptan bir şişe viski almış ve koltuğa oturmuştu. Sardığı otla birlikte onu içerken yalnızca yanında durmuş, vereceği tepkiden çekindiğim için bir şey söyleyememiştim. Şişenin tamamını bitirdi ve ardından yatağa geçtik. Sabaha kadar uyumadığına emindim ancak ben yalnızca birkaç saat gözlerim açık kalabildim. Şimdi ise bu odada yalnızdım.

Yataktan fırlayarak sese doğru ilerledim. Banyodaydı. Aynanın karşısına geçmiş bir şekilde makineyi başının sağ bölgesinde gezdiriyordu. Uzun saçlarının tamamı lavabonun içindeydi. Başında ise sert ve kısacık görünen teller kalmıştı. Şaşkınlığımdan konuşamadığımda kaşına öylesine bir çizik attı ancak saatlerce bununla uğraşmış kadar iyi göründü. İşte o an aynadan beni fark etti. Yüzümdeki ifadeye bakıp "Ne?" diye sordu kabaca. "Artık beğenmiyor musun?"

"Saçmalama." Hemen yanına ilerleyip gülümsemeye çalışarak elimi beline yerleştirdim. "Hala çok güzelsin. Sadece bu kadar erken saatte kalkmana şaşırdım."

"Her zaman erken kalkıyorum."

"Doğru."

Bir kez daha ne söyleyeceğimi bilemediğimde makineyi yerine koydu ve etrafı topladı. Sadece onu izlemiş, işi bittikten sonra da onu takip etmiştim. Mutfağa girdiğimizde buzdolabını açarak kahvaltı malzemelerini çıkardı. Sikeyim. Ona bir şey söylemekten çok çekiniyor ve bunun sebebini anlayamıyordum. Neden konuşamıyorum? Annesi ölmüştü ve onun iyi hissetmesini sağlayacak şeyler yapmalıydım. Ama kötü müydü? Tıpkı onu ilk gördüğüm zamanki gibi yüzünde taştan bir ifade vardı ve gözlerinden bile bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordum.

Bir kaseye kırdığı yumurtayı boşalttı. İkinci yumurtayı da kırmıştı ki "Cenazeye katılacak mısın?" diye sordum.

Anlık bir sürede duraksadı, sonra yumurta kabuklarını çöpe attı. "Neden gideyim?"

"Bilmiyorum." Gergince kollarımı birbirine bağladım.

"Birkaç gün cenaze olmaz."

"Neden?"

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin