come home

5.2K 400 258
                                    

Video sona erdiğinde tepkisiz bir şekilde ekranı izlemeye devam ettim. Ta ki midemde şiddetli bir kasıntı hissedene kadar. Koştuğumun farkında değildim. Ya da tuvaletin önüne çöküp kusmaya başladığımın da. Her yeni kasılmada nefesim kesiliyor ve öleceğimi düşünüyordum.

Bana bunu yapmazdı. Asla, asla yapmazdı. Onu tanıyorum. Yapamaz. Ama düşüncesi bile çok acıtıyor. Gördüklerim... Ağlayarak sifonu çekip klozetin kapağını kapattığımda üzerine oturdum ve sırtımı sifona yasladım. Onlarca düşünce aynı anda zihnimde dans ediyordu. Ne yapacaktım? Ne yapmam gerekiyordu? Hayır, asla yapmaz. Yüzümü yıkamalıyım. Sonra? Yapmazdı.

Titreyen bacaklarımla ayağa kalkıp yüzümü bir şekilde yıkadıktan sonra salona geri dönüp koltuğun kenarına oturdum. Gördüğüm şeyler hala midemi bulandırıyordu. Onları nasıl unutacağım? Unutmam mümkün değil.

Göğsüm titrediğinde dudaklarımın arasından bir hıçkırık yükseldi. Ağlamak istemiyor ama gözyaşlarımı ne kadar silersem sileyim yanaklarım tekrar ıslanıyordu. Ne yapacağım? Bana ihanet etmez. Öyleyse o kaltak neden öyle söyledi? Son zamanlarda onu çok fazla yalnız bırakmıyor musun? Bırakıyor muydum? Sadece haftanın üç günü yuvaya, her gün yalnızca iki saat kadar süren spor antrenmanlarına gidiyor ve sonra hiçbir şey yapmadan eve dönüyordum. Anlamıyorum. Düşündükçe çıldıracaktım.

Ve bu düşüncelerle çok uzun bir süre savaşmak zorunda kaldım. Adım seslerini duyduğumda irkilerek düşüncelerimden sıyrılmış, kendime çektiğim bacaklarıma daha sıkı sarılmıştım. Geliyor. Hala ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

"Sevdiğin çaydan yapacağım. İstiyor musun?" diye seslendi.

Gözlerim dolup boğazıma bir el sarıldığında konuşamadım. Sikeyim. Yine ağlıyorum. Buraya geleceğini bildiğim için hızla gözlerimi silmeye çalışıp sakinleşmek adına derin nefesler aldım. Bir bardak su da yardımcı olabilirdi fakat bunun yerine ileri uzanarak sehpanın üzerinde duran paketten bir sigara alıp ucunu ateşledim.

Salona giren adımlarını duydum. Koltuğun, yani benim, hemen arkamdayken eğilip boynumun arka tarafına dudaklarını bastırdı. İlk kez bunu yaptığı için olduğumdan daha iyi hissetmemiştim.

Tepki vermediğimde geri çekilip koltuğun kenarından dolaştı ve karşıma geçti. Yüzüme baktığı ilk anda bakışları sert bir hal almış, yanıma oturmuştu.

"Ne oldu?"

Ona baktığımda boğazımı saran el parmaklarını biraz daha sıktı. Lafı uzatmayacaktım. Telefon kilidini girdikten sonra sürtüğün gönderdiği videoyu açarak telefonumu ona doğru tuttum. Başlangıçta benim gibi videoda neler olduğunu anlayamadı. Anladığında ise kıstığı gözleri normal haline geldi ve öylece izlemeye devam etti. Ne düşündüğü ya da ne hissettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Suratı her ne kadar bunları gizlese de boynunu saran ani kızarıklığı hemen fark etmiştim.

Video sona erdiğinde telefonumu kendime çektim ve sigaradan bir nefes daha aldım. Birbirimize bakıyor ama konuşmuyorduk. Konuşmayacaktım. Nasıl bir pozisyona girdiğini az önce görmüştü ve açıklama yapması için onu heveslendirecek değildim.

Belki de dakikalarca sustu. Ama sonunda dudaklarını araladığında söylediği ilk şey "Kim gönderdi?" demek oldu.

"Hatırlamıyorsun."

"Kim gönderdi?"

Kahkahamı bastıramayıp güldüğümde yine dolan gözlerimi kısa bir süreliğine ondan kaçırdım. "Başkasını sikerken çekilmiş videonu izliyorum ama sorunumuz bunu bana kimin gönderdiği."

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin