memories

8.2K 428 227
                                    

Ona hangi konuda yardım etmem gerektiğini düşünürken aynı zamanda birbirine kenetli olan ellerimizi izlemek beni gülümsetiyordu. Ne kadar da uyumluyuz...

Beni dövme salonuna soktu ve çalışma masasının önündeki koltuğa oturttu. Kendisi de dövme yapılan deri koltuğun yanındaki tabureyi alarak yanıma geldi. Bilgisayarının açma tuşuna basıp açılmasını beklerken "Ne yapacağım?" diye sordum tekrar.

"Birkaç yeni model çıkartmam lazım." diye bir açıklama yaptı. Ardından masanın köşesindeki boş kağıtlardan bir tane ve kalemlikten de bir kalemi alarak önüme bıraktı.

"Bir şeyler çiz."

"Dövme gibi mi?" Başını umursamazca sallayarak bilgisayar ekranına döndü.

Kendimi susması için eline boyama kitabı verilen çocuklar gibi hissediyordum. Yine de onun için bir şey yapacak olmak beni mutlu etti ve hevesle kalemi elime aldım.

Resmim hiçbir zaman iyi olmamıştı. Papatya modelini kendim çizdiğimi söylemiştim fakat yaptığım tek şey Google' de bulduğum bir fotoğrafa kağıdı dayayarak  çizimi kopyalamaktı. Şimdi ne yapacaktım ki? Onu ne memnun ederdi?

Ona baktığımda internetteki dövme modellerini dikkatle incelediğini görmüştüm. Gözlerini ekrandan çekmeden masanın üzerindeki sigaralardan birisini aldı ve ateşledi.

Çok yakışıklısın.

Başımı eğdim ve ilk olarak kabaca bir insan modeli çizdim. Pek insana benzememişti fakat orada bir kol olduğu belli oluyordu. Kolun üst kısmına örümceğe benzer bir şey çizdim. Yanına papatyalar, dikenler ve tıpkı Johnny John' un yüzünde gördüğüm gibi benim modelimin yüzüne de bir yıldız ekledim. Güzel olmuştu.

"Bitirdim." Kağıdı yüzüme kadar kaldırıp ona gösterdim.

Sadece baktı ve hiçbir şey söylemeden önüne döndü.

"Beğenmedin mi? Biraz kötü görünüyor ama çizimi taslak olarak düşünebilirsin."

Önüme bir başka kağıt koydu. Yani yeni bir tane daha çizmeliydim. Tamam. Nasıl istiyorsa.

Bu sırada o da bazı dövmeleri çıkarttı ve kağıtları dosyalara tek tek yerleştirdi. Eli epey hızlıydı. Ben ise yeni kağıda herhangi bir şey çizmeye başlamamıştım bile. Pes ederek kalemi bıraktım ve sadece onu izledim. Dosyalarla işi bittikten sonra tekrar ekrandan modellere bakmıştı.

Başımı omzuna yaslayıp onunla birlikte ekrana bakarken gördüğüm bir çiçekli dövmeyi ona gösterdim. "Bence bu çok güzel."

"Hayır."

"Çiçeklerden neden nefret ediyorsun?"

Bilgisayarı kilitleyerek aniden ayağa kalkınca dengemi kaybettim ve neredeyse düşecekken masaya tutundum.

"Biraz yavaş olabilirsin." Etrafı toparlamaya başladı. Kağıtları ayrı bir yana, mürekkepleri renklerine göre ayrı bir yana... Sıkılmıştım. Benimle ilgilenmeyecek miydi?

Ben de kalkıp buradan çıktım ve başka bir odaya gittim. Burası normal salondu sanırım. Aynı kırmızı duvarların arasında iki koltuk, bir büyük ekran televizyon ve bir dolap vardı sadece. Dolabın rafları ise kitaplar, filmler ve plaklar ile doluydu. Dolabın her rafını detaylı bir şekilde inceledikten sonra yine sıkkın bir iç çekerek koltuklardan birisine oturdum. 

Bundan beş dakika karar sonra sonunda işlerini bitirmiş bir halde odaya giren Zayn kısaca ne yaptığıma baktı ve ardından diğer koltuğa boylu boyunca uzandı. Bu kadar mıydı cidden?

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin