sleeping with ghost • malik

daughter of the miracle

Hazırladığım boktan kahvaltı bir hayal kırıklığıydı. Yumurtayı yapabilmiştim ancak pankeklerin rengi biraz tuhaf görünüyordu. Sorun değil. Evet, değil. Tadı güzelse görünüşünün bir önemi yoktu.

Telefonumdan saate baktığımda neredeyse öğlen olduğunu görmüştüm ve her gün erkenden kalkan Zayn' in şimdiye dek uyuması benim için hiç alışıldık değildi. Ondan önce uyandığım ve yapacak hiçbir şeyim olmadığı için kahvaltıyı hazırlamıştım zaten. Ve artık bekleyemeyecek kadar da acıkmıştım.

İç çekerek mutfaktan çıkıp zıplar adımlarla yatak odasına doğru ilerleyip sessiz bir şekilde karanlık odaya girdim. Önce perdeleri açıp odanın gün ışığıyla dolmasını sağladıktan sonra yatakta göğüs üzeri uzanan ve derin bir uykunun içinde olan Zayn' in yanına oturdum. Parmaklarımla gözlerine kadar gelen uzun saçlarını arkaya doğru tarayıp kusursuz yüzünü açığa çıkardığımda ellerimi oradan çekmeden ensesine kadar kaydırmış ve oradan da sırtına indirmiştim. Çıplak sırtına hayali çizgiler bırakırken gülümsemeden edemedim. Dün öğrendiğim Winx Clup gerçeği, muhtelemen ne zaman aklıma gelse bu olacaktı.

"Zayn?" Kulağına doğru yaklaşıp adını fısıldadığımda elmacık kemiğinin üzerine dudaklarımı bastırmıştım. "Uyan hadi. Öğlen olmak üzere. Çok acıktım."

Ona birkaç kez seslenmeme rağmen hiçbir kıpırtı olmadı. Bu da aklıma bir fikri getirdi. Kahkaha atmamak için kendimi zorlarken telefonumdan YouTube' a girip Winx' in açılış şarkısı açtım. Şarkı başladıktan on saniye sonra kirpikleri titreyen Zayn, gözlerini yarı aralayıp tekrar kapattı ve yüzünü buruşturdu. Bu sefer kendimi tutmayıp kahkahamı özgür bıraktığımda homurdanarak yüzünü yastığa gömmüştü.

"Winx' le uyanma zamanı! Peri Winter senin için kahvaltı hazırladı ve çok aç."

Şarkıyı kapatıp telefonumu bir kenara bıraktığımda belinin üzerine oturup ellerimi omuzlarına yerleştirdim.

"Kalk artık, çok canım sıkılıyor. Sırtında zıplasam kızar mısın? Evet, bence de kızmazsın. Şimdi zıplıyorum."

Yatağın verdiği kolaylıkla sırtında zıplarken hiçbir şey yapmadı. Yılmadan yatakta ayağa kalkıp delicesine zıplamaya başladığımda ileri geri sarsılıyor ama hala tepki vermemeyi sürdürüyordu.

Nefesim kesilip son bir sıçrayıştan sonra dizlerimin üstüne düştüğümde avını bekleyen bir aslan gibi üzerime atıldı. Çığlık ve kahkaha karışımı bir sesle sırtım yatakla buluştuğunda üzerimdeydi. Onu ittirmeye çalışırken ağırlığını daha çok bana veriyor ve sıkışıyordum. En sonunda yer değiştirmemize izin verdiği için tekrar onun üzerine çıkabildiğimde saçlarının her yana dağıldığını, yüzünün uyumaktan şiştiğini ve gözlerinin de biraz kızardığını görmüştüm. Onu tanımadan önce bir insanın asla çok tatlıyken aynı zamanda inanılmaz seksi olabileceğini düşünmezdim. Ama karşımdaydı. Yeni uyanan bir bebek kadar sevimliyken bana bir porno yıldızı gibi bakıyordu.

Ellerini ensesinin altında birleştirip kısık gözlerle beni izlediği sırada parmaklarımı karın kaslarının üzerinde gezdirdim. "Neden bu kadar çok uyumaya başladın?"

"Bilmiyorum."

İyi yalan söyleyebildiğini biliyordum. Ancak bu seferkinde çaba göstermeden söylediği bu yalan beni güldürmüştü. Ayrıca neredeyse gözlerini kırpmadan beni izlemesi garip ama güzel hissettiriyor.

"Yalan söyleme." dedim harfleri uzatarak.

"Eskisi kadar kabus görmüyorum."

"Demek öyle?"