•lost colors•

7.4K 415 367
                                    

Winter tuhaf bir kız.

Kartopu savaşı yapmak istemediğimi söylediğim için üç saattir benimle konuşmuyor, Denise' nin koluna dövme yaparken kaşlarını çatmış bir şekilde beni izliyordu. Dudaklarındaki küçük tebessümün de farkında değildi zaten. Yapmak istediğini yapamıyordu.

"Sonraki seans haftaya salı." diyorum makineyi kapatırken. Dövmeyi bandajla sardıktan sonra Denise dövmenin ücretini ödeyerek gitti. Mürekkep ve kağıtlar ile dolu olan masanın önündeki sandalyeye otururken telefonumu çıkardım. Bugün seansı olan herkese seanslarının iptal olduğunu ve yeni seansın ne zaman olduğunu belirten mesajları yolladım. Bunu yapmamdan kimse hoşlanmıyordu. Sikimde değildi zaten. Sorun çıkarana dövme yapan başka bir arkadaşımın adresini atarak engelliyordum. İnsanlara ve insanların nazlanmalarına asla katlanamam.

Son kişiye mesajı atmadan önce kısaca ona baktığımda bacaklarına sarılmış bir şekilde beni izlemeye devam ettiğini gördüm. Bakışlarımı eğerek Mandy' e de mesajı gönderdim ve ardından telefonumu kapatarak ona doğru yürüdüm. Kendimi yanına bıraktığımda derin bir nefes vererek başımı koltuğa yaslamıştım.

Dirseğimle onu dürtükledim. Tepki vermediğinde tekrar aynısını yaptım. Konuşmayacağına emin olduğumda gözlerimi devirerek başımı ona doğru çevirmiştim.

"Gidelim mi?"

"Nereye?"

"Nereye istiyorsan."

Sonunda gülümseyerek bana döndüğünde "Savaşacak mıyız?" diye sordu heyecanla.

Yirmi üç olacaktı yakında. Ama altı yaşında takılı kalmış gibi görünüyor.

"Tamam." dedim başka şansımın olmadığını bildiğim için. Hiçbir insana göstermediğim tavizleri ona göstermek sinir bozucuydu aslında. Kimse için seanslarımı ertelemez ya da kartopu savaşı yapmazdım. Kimse için.

Gereksiz bir şekilde çok mutlu oldu. Doğrularak kasıklarımın üzerine oturduğunda ılık ellerini yanaklarıma yerleştirerek dudağımın kenarını öpmüştü. Yüzümü biraz daha yana çevirerek onu gerçekten öptüğümde iki yanda olan kollarımı ince gövdesine sardım. Kollarımda olduğu zamanlar... iyiydi. Yani benim için. Bilmiyorum. Tuhaf ve sikici bir his. Her zaman orada kalmasını istiyordum. Kokusu da... iyiydi. Falan.

"Hemen şimdi çıkalım mı?"

"Tamam."

Beni son kez öptükten sonra üzerimden kalktı. Ben de kalkarak odama gittim ve üzerimdeki boğazıma kadar çekilmiş olan fermuarı indirerek hırkamı çıkardım. Winter' ın hediyesi olan New York' u Seviyorum tişörtünü hızla üzerimden çıkardım. Sabah olduğunda bunu giymem için yalvarmıştı sikeyim. O boktan tişört o kadar küçüktü ki karnımın bir kısmı açıkta kalıyordu. Ve Denise' nin karşısına da bu şekilde çıkamayacağım için üşüme bahanesi ile hırka giymiştim. Gerçekten... Neden o tişörtü aldı ki bana? Ne düşündü?

Siyah kazaklarımdan birisini üzerime geçirirken yanıma geldi. Giydiği şeyler onu peluş ayı gibi gösteriyordu. Gözlerine kadar indirdiği yünlü beresi, büyük montu, gökkuşağı renklerindeki eldivenleri, komik botları... Bilmiyorum. Biraz sevimliydi. Falan.

Botlarımı ayağıma geçirip son olarak da montumu giydikten sonra bile hala o tuhaf gülücükle beni izliyordu.

"Çok yakışıklısın." dedi birden.

Ne diyeceğimi bilemedim.

Birlikte apartmandan çıktıktan sonra yürümeye başladık. Nereye gittiğimizi bilmiyorum. Winter biliyor gibiydi. Bana yine eski anılarından birisini anlatmaya başladı ve yol boyunca hiç susmadı. Çok konuşuyordu. Her zaman konuşuyordu.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin