did we break up

5.6K 389 180
                                    

Korkunç ve katlanılamaz saatler geçip sonunda yuvadan çıkabildiğimde daha da kötü bir şey olmuştu. Nastya beni bir kenara çekmiş ve artık kendimi düzeltmem gerektiğinden bahsetmişti. Beni seviyormuş. Benim burada kalmamı istiyormuş. Çocuklarla aram iyiymiş falan falan. Ama son günlerdeki durumumdan memnun değilmiş ve artık uyarı yapmak zorundaymış.

Bilmiyorum. Kuzeni olduğum için yine de bana iyi dayanıyordu. Tabi haklı olduğunun farkındayım ancak elimde değildi. Kendi kendime nasıl mutlu olabilir ya da yüzümde solmayan bir gülücükle etrafta dolaşabilirdim ki? Başım her an çok ağrıyor.

Bu durumu fazla düşünmeden yürüdüm. Onun evine gidiyordum. Dünkü partide eşyalarımı alacağımı söylemiştim. Alacak ve bu iş de tamamen bitecekti.

Dünden beri sürekli son konuşmamızı düşünüyordum. Uzun bir zamandır birlikteydik ve bunun onun için değerli olduğunu sanmıştım. Oysa her şey çok basitmiş. Bana o sözleri söylerken öyle acımasız ve rahattı ki, kalbimi nasıl kırdığını fark etmiyordu bile.

Üzücü olan şey eskiden böyle olmamasıydı. Beni kırmak istemediğinde konuşmaz ve hemen uzaklaşır, kırdığında ise gerçekten istemeden bunu yapar fakat sonra bir şekilde bunu düzeltirdi. Şimdi ise beni kırmak istediği için bunları yapıyor. Onda bir şeyler değişmişti ve neler olduğunu anlamama izin vermiyordu.

Keşke dün o lanet partiye gitmeseydim. Ona sırtımı döndüğüm anda ağlamaya başlamış ve gözyaşlarım durduğunda da güneş doğmuştu. Bu gece de aynı şeyi yaşayacak gibi hissediyorum. Umarım hemen biter ve umarım tartışmayız. Kalbim daha fazlasını kaldıramayacaktı.

Yavaş ve uzatmalı yollardan oluşan bir yürüyüşün sonunda eve vardım. Merdivenleri tırmanıp dairesinin önünde dikilirken korkuyla karışık bir mide bulantısıyla kapıya bakıyordum. İçimde cesaret kırıntıları bile yoktu ve her an ağlayacak gübi hissediyorum. Eğer üzerime gelirse -ki bunu yapmak için beklediğinden eminim- kendimi tutamayacaktım. İsa. Bana yardım et. Lütfen.

Dakikalarca orada durdum. Sonunda hazır hissedip kapıya vurmak için elimi kaldırdığımda kapı birden açıldı. Elimi indirip iki adım gerilediğim aynı zamanda içeriden güzel bir kız çıkmış ve beni gören Zayn de elindeki metal çakmağı yere düşürmüştü.

"Çok dikkatsizsin canım." Kız, eğilerek çakmağı yerden alıp ona verdi. "Haftaya görüşürüz öyleyse. Sana mesaj atarım." Bana küçümseyici bir bakış yolladı ve sonra yanımdan geçip gitti.

Artık öfkelenemiyorum bile. Bir ölüydüm.

Kız ortadan kaybolduğunda çekinerek onun gözlerine baktım. O da beni izliyordu ve garipti ki, beni paramparça etmek isteyen o hırslı duygular bugün orada değildi. Aksine, çok yorgun görünüyor. Gözlerinin altı daha da koyulaşmıştı.

"Haftaya dövme için gelecek." dedi. "Dövmesi büyük olduğu için..." Cümlesini tamamlamadığında gözlerini kaçırdı.

"Tamam." dedim ben de. Başka ne söyleyebilirdim ki?

"Gelsene." Kapıyı tamamen açıp kenara kaydığında içeri girip sanki daha önce burada hiç yaşamamış, buraya ilk kez geliyormuş gibi rahatsız hissettim. Doğrusunu söylemek gerekirse dövme yaptırmak için geldiğim o ilk akşam bile şu anki kadar gergin olmamıştım.

Kapıyı kapattığında "Eşyalarım nerede?" diye sordum.

"Yatak odasında."

Başımı onaylar anlamda sallayıp koridor boyu yürüyerek yatak odasına girdim. Bunu yaparken her bir köşedeki anılarımızı düşünmemeye çalışıyordum.

sleeping with ghost • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin